BİLİNMEYEN NO: 66
ÇİRKİN KADIN YOKTUR,,
MUTSUZ KADIN VARDIR..
(GÜZEL VE MUTLU..) |
Hatırlarsanız, dünkü yazımda kendini entellektüel kategorisine koyan ve okuyup değişime konusunda azim sahibi tüm insanların bilmesi gereken bir kavram olan; 'kendini gerçekleştirme'nin ne demek ve nasıl olabileceği konusunda biraz fikir yürütmüştük..
Kendini gerçekleştirmek, şüphesiz pek çok (kişisel) alanda aşkın özelliklere sahip olunabileceğini ve kişiliğin olası en uç erdemlerine ulaşmanın aslında gerçek potansiyelimize ulaşmamız için gerekli olduğunu anlatan bir kavramdı..
(MUTLU KIZLAR GÜZELDİR..) |
Buna dair kişisel bir örnek verebilir miyim, diye düşünürken sinema tarihinin gelmiş geçmiş en güzel (ve özel) kadınlarından biri geldi aklıma..
Eski zamana ait olmasına rağmen tarz sahibi pek çok yeni neslin duvarlarında posteri veya tablosu bulunan (benim duvarda da var;) aktristimiz ile ilgili olarak önce kısa bir giriş bilgisi vermek isterim..
Brüksel kentinde doğmuştu.. Annesi Hollandalı bir barones, babası zengin bir bankacıydı. Anne ve babası, o henüz bir yaşındayken boşandı ve Audrey annesinin yanında kaldığından babasını bir daha göremedi.
(DİKKAT ÇEKİCİ OLABİLMEK..) |
10 yaşındayken annesi başka bir adamla evlendi ve Hepburn yeni babası ile birlikte Nazi işgali altındaki Hollanda'ya göç etmek zorunda kaldı. Burada oldukça zor bir çocukluk geçiren Hepburn'un sinemaya büyük ilgisi vardı ve oyuncu olmanın düşlerini kuruyordu. Savaşın bitmesinden sonra Londra'ya gidip bir bale okuluna yazıldı ve bir süre sonra modellik yapmaya başladı..
Oyuncu olabilmek için İngiltere'ye giden Hepburn, ilk filmi "Young Wives Tale"da (1951) rol aldığında 22 yaşındaydı. Bu ilk filminde güzelliği ve zerafeti ile izleyen herkesin dikkatini çeken Hepburn hızlı bir yükselişe geçti.
Audrey Hepburn tüm oyunculuk kariyeri boyunca sayısız ödülün sahibi oldu. 1954'de "Roma Tatili" ile kazandığı Oscar'ın yanında tam 4 kez En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ına aday gösterildi. Bunun yanında 2 kez İngiliz Film Akademisi Ödülleri BAFTA'yı kazanan Hepburn bu ödüle iki kez de aday gösterildi. Ayrıca Hepburn'un iki adet Altın küre Ödülü var..
(YAPTIKLARINI CİDDİYE AL..) |
Güzellik, başarı, saygı, hayranlar fazlasıyla (ve hala) sevilme... Hemen her nimetten nasibini fazlasıyla almış (Moslow'un hiyerarşik tablosunda hızla yükselmiş) hatunumuzun kendini gerçekleştirmek denilen ruhsal motivasyon ile uğraşmaya vakti olmuş mudur diye soracak olursanız, cevabım az sonra okuyacaklarınıza dayanarak, evet olacaktır..
Kendini gerçekleştirmenin erdemiyle dolu ruhunu, aşağıdaki ünlü röportajından da derhal fark edebileceğiniz Hepburn güzel olduğu kadar zeki, iyilik sever ve örnek bir insandı. Ona güzelliğinin sırrı sorulduğunda yukarıda bahsettiğim posterlerinin pek çoğunda kısa pasajlar halinde parçalarının bulunduğu şu ünlü yanıtı vermiştir..
(GÜZEL GÖZLER İSTİYORSAN..) |
Hani güzel olma konusunda takıntınız varsa ve her tavsiyeye açıksanız buyrun okuyalım bakalım, güzel olmak için neler yapmak gerekiyormuş..
''Çekici dudaklara sahip olmak istiyorsanız,
dudağınıza tatlı sözden başkasını dokundurmayın..
Güzel gözleriniz olsun istiyorsanız,
güzel insanlarla göz göze gelin,,
gerçek dostlar edinip sık görüşün.
İdeal beden ölçülerine sahip olmak
ve hep zayıf kalmak istiyorsanız,
yemeğinizi yoksullarla ve açlarla paylaşın..
(VE GÜZEL SAÇLAR..) |
Alımlı saçlara sahip olmak istiyorsanız,
çocuğunuzun günde en az bir kere onu okşamasına izin verin.
Dikkat çekici pozlar vermek istiyorsanız,
yanınıza bilgelik ve tevazuyu alarak yürüyün,
asla cahilce ve gururla yürümeyin.
İnsanların da tıpkı elimizin altındaki eşyalar gibi,
hatta onlardan çok daha fazla onarılmaya, yenilenmeye,
bakım görmeye, gözden geçirilmeye ihtiyaçları vardır.
Hiçbir insanı eskisi, bozuldu işe yaramıyor diye
elinizden çıkarma hakkınız yoktur.
( BİLGELİK VE TEVAZU İÇİNDE OL..) |
Hatırlayın, bir yardım eline ihtiyaç duyarsınız,
kendi omuzunuzdan kolunuza doğru göz gezdirin,
dirseğinize ve bileğinize varın,
işte orada bir yardım eli bulacaksınız.
Yaşlandıkça, iki elinizin olduğunu, birinin kendinize,
diğerinin de başkalarına yardım etmek üzere
yanınızda hazır beklediğini fark edeceksiniz.
Bir kadının güzelliği giydiği elbisede, beden ölçülerinde
ya da saçını tarayış biçiminde değildir.
Bir kadının güzelliği gözlerinden okunmalı,
çünkü gözler kalbe, yani aşkın yaşadığı ülkeye giden kapıdır.
Bir kadının güzelliği yüzündeki benlerden değil,
içinde sakladığı ruhundan okunur...''
(GÜZELLİĞİN ÖLÇÜLERİNE BAĞLI DEĞİL..) |
Güzel olmak her kesin ilgi odağında bulunmak itiraf etmek gerekirse (bence) oldukça çekici kavramlar olmasına rağmen, yukarıda verdiğimiz örnek dışında mutluluk ile çok fazla bağdaştırılabilecek bir kavram değildir aslında..
Orta çağ zamanında kadınların evlilik yeminlerini;
''..ölene kadar kocama bağlı ve tombul kalacağıma söz veriyorum..'' şeklinde yaptıklarını da göz önünde bulundurursak, güzellik kavramının zaman içinde ne çok değişime uğradığının ve göreli (ve kısa, uçucu..) bir kavram olduğunu fark edebiliriz..
(İÇİNDE SAKLADIĞIN RUHUNDAN OKUNUR) |
Önemli olan ruh güzelliğidir evet ama bu lafa sığınarak kendini salan ve artık spor, sağlıklı beslenme gibi kavramları göz ardı eden insanları (ve kadınları tabi) haklı bulmadığımı belirtmek istiyorum (bakınız günün karikatürü)..
Zira o lafın doğrusu şudur: Çirkin kadın yoktur zaten,, bakımsız ve mutsuz kadın vardır.. (yine süper bir söz uydurdum yalnız :)
Kendini gerçekleştirme yolunda iyileştirdiğiniz ruhunuz ve bedeninizin tıkanan enerji yollarının açılarak asıl güzelliğinizin çağlayanlar gibi etrafınıza dağıldığı günleri görebilmeniz dileğiyle..
(Çetin TARI)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder