11 Eylül 2013 Çarşamba

BİLİNMEYEN NO: 52

BİR PERİ MASALI;

BİR ERKEK ÇOCUĞU DOĞDUĞU ANDA,, 

TANRI EŞİNİ BELİRLERMİŞ..


(SENİN EKSİKLİKLERİN
ONA VERİLDİĞİ İÇİN GÜZELSİN..)
   Sevgili arkadaşlar bugünün yazısı, hepimizce bilinen, 'düğün marşı melodisinin' yüzlerce eseri Naziler tarafından yok edilmiş ya da sevenleri tarafından Avrupa'ya kaçırılarak (koruma amacıyla) maalesef sırra kadem basmış ve bir piyano konçertosunu ilk defa halk önünde ezbere çalan büyük bir besteci ve düşünür hakkındadır.. 
   Aslında onun Kambur ve felsefeci büyük babası ile ilgili bir aşk hikayesi  demek daha doğru olacak gibi..
  Bu sebepten yazımızı okumaya, aşağıda; günün videosundaki besteciye ait piyano dinletisini açarak başlamanızı öneririm..
   Videodaki harika melodi çalmaya başladıysa hikayemize başlıyoruz demektir..
   Öncelikle 'her konuda kültür iyidir diyerek 200 yıl önce , yani 3 Mart 1809 tarihinde doğan besteci Felix Mendelssohn Bartholdy'nin varlığı saptanan 770 yapıtından 270’inin hâlâ kayıp olan, tarihi bir kişilik olduğunu belirterek ve hakkında kısa bir bilgi vererek yazımıza giriş yapıyoruz..
(OLA Kİ ŞAŞARSA KADER, YİNE DE BULACAKSIN
RUH EŞİNİ  BAŞKA BİR DÜNYADA..)
  Küçük yaşta sergilediği olağanüstü dehası nedeniyle Robert Schumann tarafından ‘19. yüzyılın Mozart’ı’ olarak tanımlanan Mendelssohn’un babası, banker Abraham Mendelssohn, dedesi ise filozof Moses Mendelssohn’du.  Yahudi kökenine sadık kalmayan baba Mendelssohn, oğlu Felix’i yedi yaşındayken vaftiz ettirdi. (yani aslında protestan adetlerine göre yetişen yahudilikle alakası kalmamış bir çocuktu..)

   Ama yine de Felix Mendelssohn’un Yahudilikle bağlarını koparmış olması Richard Wagner (ırkçılıkta bayrak taşır) için yeterli görülmemiş olacak ki; 1850 yılında yazdığı ‘Müzikte Yahudilik’ adlı antisemitik makalede Alman müziği üzerinde Yahudilerin etkisinden bahsederken Mendelssohn’u örnek olarak özellikle vurgular. (Bu da cadı avını başlatır..)

   Wagner’in bu ırkçı bakış açısından etkilenen Nazi yönetimi de iktidara geldiğinde Mendelsohn’un izlerini Almanya’dan ve Alman müziğinden silmek için elinden geleni yapacaktır artık. 
(BELKİ BÖYLE BİR ŞEY MUTLULUK..)
  1936 yılında Alman toprakları üzerinde seslendirilmeleri yasaklanan Mendelssohn’un yüzlerce eserinin, Berlin Devlet Kütüphanesi’nde saklanan orijinal el yazmaları, bestecinin mektupları ve suluboya tablolarıyla birlikte, onu korumak isteyenler tarafından macera filmlerine konu olacak senaryolarla, İkinci Dünya Savaşı öncesinde Varşova ve Krakow’a kaçırılır...

(YA DA BÖYLE :))
   Ne Yahudi babasının Felix’i küçük yaşta vaftiz ettirip onu protestan yapmış olması ne de Mendelssohn’un J.S.Bach’ın ölümünden bir yüzyıl sonra onu ve eserlerini doğduğu topraklara hatırlatma çabaları, Wagner ve ondan etkilenen Nazilerin besteciye bakış açısını değiştirebilmiş.. Zira işin içine ırkçılık denen virüs bir kez girdimi sanat, sanatçılık ya da yaratım gibi kavramlar bakkal defterindeki karalamalar kadar dahi önem taşımaz oluyorlar..
   isterseniz bu hüzünlendirici hikayeden bestecimizin dedesine ait naif aşk hikayesine geçelim de sabah sabah asıl amacımız olan içimizin açılması mefhumuna hizmet etmiş olalım.. Hikayeyi kesmeden bir çırpıda aktarıyorum, müziğin sesini bir kademe daha açınız;)
   





BİR KAMBURUN ADAMIN EVLENME TEKLİFİ..

Moses Mendelssohn hiç yakışıklı bir adam değildi

Çok kısa boyunun olmasının yanı sıra, çok garip bir de kamburu vardı. 
Moses Mendelssohn, günün birinde Hamburg da yaşayan bir iş adamını ziyarete gitti

İş adamının, Frumtje adında çok güzel bir kızı vardı. 
Moses, bu güzel kıza umutsuz bir aşkla tutuldu
Fakat güzel kız onun çirkin görüntüsünden ürkmüştü. 
O nedenle, değil onun sevgisine karşılık vermek, 
yüzüne bile bakmak istemiyordu

Ayrılma zamanı geldiğinde Moses, güzel kızın üst kattaki odasına çıktı ve 
tüm cesaretini toplayarak onunla son kez konuşma girişiminde bulundu. 
Kızın güzelliği öylesine olağanüstüydü ki
bir an için onun cennetten geldiğini bile düşündü

Fakat kızın, başını kaldırıp da yüzüne bakmamaktaki direnci, 
Mosesi çok üzdü

Güçlükle başarabildiği konuşması sırasında çirkin aşık 
bu güzel kıza bir soru sordu...

"Evliliklerin kutsal bir özelliği olduğuna inanır mısınız?" dedi. 
"Elbette" diyerek yanıtladı güzel kız,, 
ve gözlerini yine kaldırmayıp Moses in yüzüne yine bakmadan


kendi de ona bir soru sordu

"Peki ya siz?"dedi.

"Siz inanır mısınız buna?" 
Moses bir an bile duraksamadı
"Evet,ben de inanırım" dedi ve ekledi,,

"Biliyor musunuz
Her erkek çocuğu doğduğunda Tanrı,onun evleneceği kızı belirlermiş... 
Benim doğumumda da, benim evleneceğim kız belirlenmiş ve 
bana Senin karın kambur olacak demiş.
O zaman ben bir istekte bulunmuşum
Tanrım, kambur bir kadın bir trajedi olur

(HİKAYEMİZDEKİ BAYAN Frumtje'NİN TEKLİFTEN SONRAKİ
TEPKİSİ.. ARŞİV GÖRÜNTÜLERİ:) 
Lütfen onun kamburluğunu bana ver ve onu güzel bir kadın yap demişim

" Moses in bu sözlerinden sonra Frumtje gözlerini yerden kaldırdı,,
onun gözlerinin içine baktı ve elini uzatıp, Moses in elini tuttu.

Ve daha sonra da onun, sevgili eşi oldu... 

   Bu anlatılanlar bir "peri masalı" değil,, ünlü Alman besteci Mendelssohn unbüyükbabası ile büyükannesinin evlenmelerinin gerçek öyküsüdür sevgili arkadaşlar...
(AŞK, BİRİNE SENİ MAHVETME YETKİSİ VERİP,
BUNU KULLANMAYACAĞINI UMMAKTIR..)
  


''Adam felsefeci abi işi biliyor..'' demek, aradaki olağan üstü samimi aktarılan duygulara haksızlık olacaktır diye düşünmekle birlikte, cesaret ve içtenliğin gerçek aşkın temelleri için elzem unsurlar olduğu tartışılmaz görünüyor..
   


Her erkek çocuğunun tanrının onun belirlediği gerçek (doğru) eşini bulabilmesi ve her kadının hak ettiği kadar kendini güzel ve mutlu hissettiği, uzun soluklu aşklar ya da evlilikleri yaşadığınız günlerin gelmesi dileğiyle..  
                                                                                    (Çetin TARI)





GÜBÜN VİDEOSU: 

(YAZIYI OKUMAYA 

VİDEOYU AÇARAK BAŞLAYINIZ..)




GÜNÜN KARİKATÜRÜ: 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder