HER GÜNE 1 KİŞİSEL GELİŞİM

1 EKİM

''KENDİNLE KONUŞ''

Bugün 

çok basit ve 

çok önemli bir yöntemden 

bahsedeceğim için sana, 

uzun uzun yazıp da 

odaktan uzaklaştırmayacağım seni...

    Kendi kendine telkinle ve 

Gestalt psikolojisi ile alakalı 

bu yöntemi 

demeni öneririm sana, 

zira neredeyse

 hiç zamanını almayacaktır 

emin ol...

1857- 1926 

tarihleri arasında yaşayan 

Fransız eczacı Emile Coue, 

insanların 

sadece zihinlerini kullanarak 

sağlıklarına kavuşacakları, 

çığır açacağına inandığı 

bir yöntem 

geliştirir...

   Yöntem 

temel olarak 

olumlu düşünmeyi, 

iyimserliğe yoğunlaşmayı ve 

kendi kendine telkini

 içermektedir....

 Sloganı;

 ‘’Her Gün, 

Her Bakımdan

Daha İyiye Gidiyorum!’’

idi....

   Bu cümleyi 

gün içinde pek çok kez, 

özellikle sabahları ve 

akşam gün biterken söylersen, 

kendini daha iyi hissedeceğin

 bir sürece giriyorsun...

Olağan üstü basit ve

Denemeye değer…

BUGÜN: 
GÜN İÇİNDE
 PEK ÇOK TEKRARLA
BU CÜMLEYİ...

HER GÜNE 1 KİŞİSEL GELİŞİM

27 EYLÜL

''YAŞLAN AMA İHTİYARLAMA''

   Özellikle sabahları fark edeceksin ve öğleye doğru hâlâ geçmemiş olduğunu,,

   Akşama doğru aynı görünecek, tıpkı daha gençken ama arada bir gerçekten yorgunken görünmen gibi...

   Banyo sonrası inceleyeksin vücudunu daha sonra, ya da çok sevdiğin o tişörtü giydikten sonra, eskisi gibi durmayacak sanki...

   Yaşlanmak, yorgun görünmeye benzer en çok... 

Hiç bir uykunun onarmaya yetmediği bir yorgunluk... 

   Sinsice yerleşecek yüzüne ve yorgunluk sandığın bu şeyin başka bir anlamı olduğunu fark edeceksin sonra; geçmediği ve düzelmediğini...

   Her sene daha ağır yerleşecek yüzüne, yorgunluğa benzeyen bu şey ve en kötüsü de her şey o kadar yavaş olacak ki normalde korkman gereken bu şeyin önceleri farkına bile varamayacaksın...

   Çocukluktan hatırladığın yaşlı insanların sonsuz uzaklıkta gördüğün zaman dilimine girdiğini fark edeceksin ve onlara benzemeye başladığını...

   Ellerinde beneklerle, sadece başkalarının başına geleceğini düşündüğün bu şey senin de başına gelecek her gün adım adım...

  Tıpkı yorgunluk gibi 

  ve sen sanki; 
  sadece yorgunmuşsun gibi...

   Korkma, kimsenin bundan bundan kaçışı yok, eğer gerekli bir şey olamasıydı, 
   evrim 
   çoktan ala aşağı ederdi onu yani...

   

   Sen; yaşlan, 

   yaş al 

   ama sakın ihtiyarlama...

BUGÜN: 

Şu an 

 20 yıl sonrasını düşün, 

yanında kimler kaldı, 

gidenlerle iyi ayrıldın mı?

HER GÜNE 1 KİŞİSEL GELİŞİM

24 EYLÜL

''KENDİ DÜNYANI YARAT''

   Senin dünyanı yaratan,,
   sadece düşüncelerindir...
    Bir çekiç olduğunu düşünüyorsan eğer, dünyan çivilerden oluşur ve elbet her yerde göreceğin de en fazla çiviler...


   Yani dünya ne biçime giriyorsa,,
   onu o şekle sokan sensindir...
   Asıl ya da yaratılan gerçek dünyanın
   gerçek sahipleri ise, yani onun en saf hali ile görebilenler;    güler yüzlü ve öfkeden, negatif duygudan kendini arındırmış olanlardır...

   Herkes kendi küçük dünyasını yaratır, senin anlayacağın...    Olumlu ve neşeli insanların dünyası neşeden oluşur ve hiç bir şeyden memnun olmayan insanlar ise yazık ki kendi yarattıkları bir cehennemde yaşarlar...

  O halde bir yerden başlamalı insan ve 'Daha iyi bir hayatım olsa ne yapardım' soruları ile boşa yormamalı kendini...    
   Bunun yerine 'Sahip olduğum hayatla daha iyi neler yapabilirim' diye düşünmeli belki de...

   Sabah kahvaltını hazırlamak için dünün çöplerini karıştırmayacağın gibi yarının dünyasını yaratmak için de zihnindeki çöp tenekesini kullanmayı bırakmalısın yani artık...

 Geçmişte seni üzen, yaralayan, kızdıran, hasta eden ne varsa; bırak ve uzaklaşsın senden...

   Sözün özü, mutlu olduğun zaman dünyanın daha güzel olduğunu fark etmişsindir değil mi...

   Oysa bunu iyi düşün; 
   bakış açın dışında 
   aslında hiçbir şey 
   değişmemişti o dünyada...

   BUGÜN:

Aşık ol...

HER GÜNE 1 KİŞİSEL GELİŞİM

20 EYLÜL

''HEPSİ BAKIŞ AÇINLA İLGİDİR''

   Zaman sana düşman bir varlık değildir aslında ve zeytinin örneğin; en güzel olduğu andır, çürümeye başladığı an...

   Yani her şeyin sona erdiğini düşündüğün an; yeniden dağıtılıyor olabilir kağıtlar ve bu şey senin için yeni bir başlangıç...

   Velhasıl verdiklerin almanı sağlayan şeydir çoğu zaman; Güzel sözler ise duymak istediğin güzel sözler duyurmalısın dünyaya ve sevilmek istiyorsan ya da, önce kendinden başlayarak sevgi dağıtmalısın hesapsız...

   Yani istediğin her ne ise belki de mutluluk; beklemeyi bırakmalısın artık; doğru zaman asla gelmeyecektir. Nerede duruyorsan bu yüzden, oradan başlamalısın elinin altında neyin varsa artık, daha iyilerine ve fazlasına yol üzerinde rastlayacaksın emin ol...

   O yüzden önüne çıkanları engel olarak görürsen takılıp düşme ihtimalin artacak demektir. O halde basamak de sen onlara; her aştığında bir basamak yükselmeni ve gelişmeni sağladıkları için...

  Demek istediğim, hepsi bakış açınla ilgili; dünya sen böyle olduğun için böyle. Hiç bir şey değişmez aslında, değişemez. Değişebilen ve değişen sadece sensindir yani bakış açın...

   Olumlu ve sevgiyle bak dünyaya, ki bu senin görevindir; daha güzel bir dünya gör, bu kadar basit...

BUGÜN: 

Bilinçli olarak zihninde 

sadece olumlu düşünceleri tutmaya çalış. 

Başardığın anlar uzadıkça 

kendinle gurur duy 

ve keyfini çıkar...

HER GÜNE 1 KİŞİSEL GELİŞİM

14 EYLÜL

''BASİT ANLARIN KIYMETİNİ BİL''

  Din ve felsefede ortak rastlanan temalardan biri; yaşanan anı dolu dolu ve minnet duyarak yaşama uyarısıdır. 

   Oysa ki bizler, çok sık olarak elimizdekinin değerin ancak bir felaket sonrası anlarız...

   Demek istediğimi,
    pazar günü ile 
   ve
   ben ve  minik böceğim Maya ile örnekleyebilirim aslında:

   Pazar günü; 

yanında otururken ben, 

Prensesim Maya 

pembe koltuğunun tadını çıkarıyor ,

bin bir zahmet kalkıp 

tekrar tekrar kendini koltuğa bırakırken 

dünyanın en önemli işini yapıyormuşçasına

 kıkırdıyordu...

   Şişme koltuktan kalkmasına yardım etmek için 

yanına biraz daha yaklaşarak oturduğumda 

bir yandan da 

göz ucuyla tv den 

Amerikan Toplayıcıları adlı 

belgesel diziyi izliyordum...

   Ve birden fark ettim ki 

an denilen şey tam olarak elimdeki bu andı; 

Benim küçük bir kız olarak 

Maya ile vakit geçirmekte olduğum

 o değerli 

aynı zamanda sihirli, 

uçucu anı yaşamaktaydım...

   Şişme koltuğuna kendini güven

 ve cesaretle bırakıverirken 

o kadar sevimli, 

masum,

neşeli ve 

tadını çıkarır bir hali vardı ki zamanın, 

çıkan tüm dişlerini göstererek 

kocaman gülümsüyordu..!.

Dışarıdaki güneş şeffaf ve pembe koltukta,

 ağaçlar serin bir rüzgarla kıpırdanıyor

 ve Fındık 

yanına yanaşan kedilerle 

altlı üstlü oyun oynuyorken

aynı zamanda...

   Kızım 

gri eşofmanı üzerine giydiği 

pembe hırkasıyla 

öylesine şirinken 

neden kendimi yaşanan ve 

nihayet yakalayabildiğim 

bu andan sıyırıp tv izleyecektim ki?

   Demek istediğim göz açıp kapayıncaya kadar 

zaten 18 ay geçivermişti ve 

ben onun bu minik hallerini, 

yarım yamalak cümlelerini ve 

mutlu, 

basit oyunlarını bir daha göremeyecektim 

ve çok kısa süre içinde benim 

koltuğu ile oynamaktan zevk alan bu hallerindeki 

minik prensesim olamayacaktı ki artık...

   William Hartpole şöyle der; 
'Çoğumuzun yaşamında öyle anlar vardır ki 
dünkü gibi olabilmek için dünyayı, 
her şeyimizi verirdik; 
üstelik o dün, 
takdir edilmeden ve 
keyfine varılmadan geçip gittiği halde...''

 Basit dünlerinizin ve asla geri gelmeyecek basit anlarınızın kıymetini biliniz. 
   Bunlar hayatın kendisini oluşturmakta...

   BUGÜN: 

Gök yüzünden 

kendine 

bir yıldız seç...

HER GÜNE 1 KİŞİSEL GELİŞİM

14 EYLÜL

''HAYATA KATIL''

   Hayata katıl; 
   herhangi bir şeye, 
   olabildiğince her şeye hatta ve 
    dünyaya ilgi duy artık...

   Demek istediğim; 
  dışarı çık, etkileşime gir yaşamı hisset, ona yakınlaş, içinde ol, sadece izleyen olmayı bırak...

   Hayata bir gün katılma hayaliyle yaşamayı bırak: Dışarıda yaşam, canlılık, enerji, heyecanla dolu koskoca bir oyun bahçesi, bir dünya var. Katılmak, nasıl yürüdüğünü yakından görmek, dışarı çıkıp buna dahil olmak anlamına gelir, bunu yap...

   Elbet televizyondan izlemek daha rahat ve korunaklıdır ama yaşamak anlamına gelmez asla ve yaşlandıkça inanılmaz bir süratle akan zamanı daha da hızlandırır bu pasiflik o halde sırf bu yüzden kurtar kendini ondan ve dışarı çık kendin gör, hayata katıl...

   Kolları sıvayıp ellerini kirlet ve gerçek bir deneyim yaşa; Yardım et, gönüllü ol, dışarıda ol, insanlarla konuş, sevdiklerinin; sen yokken olduğundan daha fazla eğlenmelerini sağla...

   Başarılı insan, daha çok para kazanan demek değildir... Başarılı insanlar; hoşnut ve mutlu olanlardır. Onlar daha çok dışarı çıkar, eğlenir ve ait olurlar... 

   İlginç kurslara, seminerlere katıl, spora yazıl, tiyatroya sinemaya, müzelere git, fotoğraf çek ve artık bir izleyici olmaktan; 'profesyonel bir yaşayan' olma aşamasına geç...  

 Böylece 

hayatı 

yavaşlat ve 

tadını çıkar...

BUGÜN: 

Dışarı çık

 bir şeyin parçası ol

yani kısaca 
dünyanın...