10 Ekim 2018 Çarşamba

HER GÜNE 1 KİŞİSEL GELİŞİM

11 EKİM

''VEDA BUSESİ''
VEDA
Hani o bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken veda buseni
Yüzüne bu türlü bakmayacaktın.

Hani ey gözlerim bu son vedada,
Yolunu kaybeden yolcunun dağda
Birini çağırmak için imdada
Yaktığı ateşi yakmayacaktın?

Gelse de en acı sözler dilime
Uçacak sanırdım birkaç kelime...
Bir alev halinde düştün elime
Hani ey gözyaşım akmayacaktın?
Orhan Seyfi ORHON
FotoÄŸraf
   Yaşanan, işitilen, görünen, hissedilen ne varsa; tüm gerçekliği ile sözde algıyabildiğimiz dünyanın soluk birer gölgesidir sadece...
FotoÄŸraf
   Okuduğumuz masallar bazen ve dinlediğimiz şarkılar ya da; aslında bambaşka hikayeler barındırır perde ardında...
   Klasik sanat müziği deyince en sevdiğim ilk beş içinde yer alan 'Veda Busesi'nin hikayesi de böyledir; bir aşk sandığım ama babanın kızına bir vedası olan...
FotoÄŸraf
   Sözleri itibariyle iki aşığın şiir olarak algılanmıştır hep. Fakat Veda busesi Orhan Seyfi Orhon'un kanserden ölen kızına yazdığı bir şiirdir...
FotoÄŸraf
    Anlatılan odur ki; Babası kızının kapısını açarken o gün duraksar. Sessizce kapının kolunu indirir ve kızının bugün daha iyi olması için dua eder.  
   Gün boyunca aklındaki tek şey kızına doyasıya sarılmaktır bütün bir gün. O yüzden işlerini iptal etmiş, akşama kadar  yanında oturmayı planlamıştır...
FotoÄŸraf
   Uyuyup uyumadığını kontrol etmek için usulca yatağa eğilir.Kızı perişan görünmektedir. Gözleri yaşaran baba, onun ,bu halini görmesini istemediği için usulca eğilir ve dudaklarını kızının alnına koyar. Öpmez zire öpmek çok kısa bir andır. Öylece durur ve derin derin kızının kokusunu içine çeker. Kız eliyle babasının koluna dokunur... 
FotoÄŸraf
   Baba kızının alnında öylece durmaktadır fakat biraz daha durursa gözyaşları kızının yüzüne damlayacak, ağladığı anlaşılacaktır. Yatağın yanındaki sandalyeye oturur. Kız o kadar bitkindir ki  kısık bir sesle şaire, "Babacığım, annemin öldüğü gün sonrası ,günlerce, çok ağlamıştın. Şu son anlarımda senden bir şey istiyorum'' der...
FotoÄŸraf
   ''Ben öldükten sonra hiç ağlamayacaksın, gözünden bir damla yaş bile düşmeyecek, anlaştık mı?"  Baba imkansızı isteyen kızına gülümseyerek bakar, ağlamaklı halini bastırarak başını hafifçe sallar...
FotoÄŸraf
   Kızı artık  zor nefes almaktadır ve birkaç saniye içinde nefes alışverişleri kesilir, başı yana düşer...
   Hıçkırıklar içinde kızını kucağına alır. Kızın cansız bedeni hala ateşler içindedir ve kızı üşümesin diye battaniyeyle sarıp onu bahçeye çıkarır...
FotoÄŸraf
   Kızını sandalyeye oturtup, 
   yere çöker, 
   başını onun kucağına koyar, 
   hıçkırıklarla ağlamaya başlar...
FotoÄŸraf
    Dilinden 
  bu ölümsüz mısraların döküldüğü an
  işte o andır…
ZAKKUM VE VEDA BUSESİ...

ORHAN SEYFİ ORHON...

3 Ekim 2018 Çarşamba

HER GÜNE 1 KİŞİSEL GELİŞİM

4 EKİM

''YARALARINLA GURUR DUY''
  Zordur gönül işleri ve öyle bir zaman gelir ki bir sondur ya da başka bir kavrayışa geçtiğin yeni bir kapı; 
FotoÄŸraf
  Yeni biriyle tanışmaktan örneğin, 
   o kişiye güvenmekten, 
   o insana hayatını özetlemekten, 
FotoÄŸraf
   onun, 
  özetin içindeki kırılgan noktalardan seni vurmasından,    yaralamasından, 
 güven duygunun körelmesi ve 
 kendini kollarınla sarıp her seferinde yine teskin etmekten 
FotoÄŸraf
   ve bu kısır döngüden o kadar çok yorulursun ki, 
   artık yeni bir insanla tanışmaya kapatırsın bilinmez bir zamana kalbini...
FotoÄŸraf
   Velhasıl hayat gerçekten güzeldir aslında 
  ama o güzel dönemlerden birinde değilsindir
 belki sadece.
FotoÄŸraf
  Ve iyi insanlar da gerçekten vardır bana güven, 
belki kötülere denk gelmişsindir 
şu ana kadar şanssızca...
FotoÄŸraf
  Demek istediğim bitişler dahi güzeldir 
içindeki bilgeliği görebilirsen eğer. 
FotoÄŸraf
Zira ardında güzel başlangıçlar taşır senin için her bitiş... 
   Sadece o başlangıçta değilsindir belki de ve 
belki çok yakınsındır
 inanırsan gerçekten o son içindeki
 tohuma...
FotoÄŸraf
   Seni sen yapan kazandığın savaşlar değildir kısaca kaybettiklerindir daha çok. 
FotoÄŸraf
   İnsan kazanarak değil, en çok da kaybederek öğrenir üzülme...
FotoÄŸraf
   Sırf bu yüzden, yaralarınla gururu duy artık ve yücelt onları utanmak yerine zira ''yaraların, ışığın içeri girdiği yerdir'' der Mevlana...
   Ne kadar çoksa o kadar aydınlığa taşır seni yani, bir de böyle düşün...
FotoÄŸraf
BUGÜN: 
Havanın her şartta aslında ,
ne kadar güzel olduğunu fark et...