ÖLÜMDEN ÖNCEKİ YAŞAM...
Beyninin ön tarafına yakın bir yerde buldular onu,
dipsiz bir kuyu gibi kararsız,
ürkünç ve sinsi...
Buradan yayılıyor o korku;
en çok da 'Ben' olmayı başaramayanları içine çeken,
asıl kişiliklerine ulaşamayanların,
içine kaygı ve sıkıntı titreşimleri yayan yer...
Adına varoluşsal sıkıntı dedikleri
zehirli yosunun yetiştiği yer...
'Sen' olmaya izin vermedikleri için, ruhun;
soğuk bir dağın tepesinde kazara bitmiş,
fırtınaların kasıp kavurduğu,
sert kayalar arasında boy attığı için
kendisi olamamış,
doğal gelişimi engellenmiş,
bir kiraz ağacının gövdesinde;
yumrular, yamukluklar ya da urlara benzer
zavallı eklentiler oluşması gibi tıpkı,
gelişemedi ve
kısıldı kapanına ruhun...
Sana öğretilenlere göre,
onların istediği gibi davranmaya
o kadar çok uğraştın ki
asıl 'sen' i özgür bırakamadın...
O yüzden ''taşkınlık yapıyorsun''
diyorlarsa arasıra üzülme
ve hatta gerçek 'sen'i dışarı çıkarabilmek için
gerçekten neyi arzuluyorsan yap sonra onu
ve seni daha az severler diye de
endişelenmeyi bırak artık...
Say ki ardından desinler, ne gam;
"Şarap içer,
rüzgar giyerdi her gece..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder