5 Temmuz 2017 Çarşamba

ÖLÜMDEN ÖNCEKİ YAŞAM...

Sokakta birinin tekrar tekrar adını seslendiği
uyku ile uyanıklık arası bir hal...
Fotoğraf
Gece sesiz olsa da,
gün boyu süregelen,
hatta gecenin bir kısmında da devam eden bir uğultu var.
Bir tür makine çalışıyormuş gibi, bir rüya makinesi...
Arka yoldaki trafiğin okyanus dalgalarına benzer uğultusu,
aşağı, uzak caddede iç içe geçmiş insan
ve arabaların kakafonik uğultusu,
köpek çeteleri, yağmur.
En çok da zihninden bizzat yayılan derin, mavi bir uğultu...
Bunlara o kadar alışkınsın ki
çoğu zaman duymuyorsun bile... 
Fotoğraf
Açıklamayı hep 'kadere' bırakıyorsun aslında
en derin din alimlerinin bile açıklamakta sıkıntı çektikleri açıklayamadıkları bu paradoksal kavrama...
"Varlık, özden önce gelir" der Sartre,
yani insanın Tanrı tarafından tam (bitmiş) bir varlık olarak yaratılmış olma fikrini reddeder.
Dolayısıyla insanın bu kesinleşmemiş doğası için
özgürlükten söz etmek saçma olur.
Düşün ki; geçmiş, gelecek her şeyi bilen bir varlık;
insanın yaşamı boyunca yapacağı seçimleri
anlamsız kılmaz mı... 
Fotoğraf
Çok önceden yapılacak tüm seçimlerin
belirlendiyse eğer ve
hiç bir güç bunu değiştiremeyecekse, 
hayatın üzerinde kararlar almanın
ve hatta ahlaki bir hayat yaşamanın ne önemi var?
Kendini suçlamanın?
O halde yaşamın göstermelik,
önceden karar verilmiş bir yaşamdır...
Ya da...
Yine de son kerte de Sartre'ın ulaştığı sonuç başkadır; 
Ona göre "insan yaşamı boyunca yaptığı tüm seçimlerde kendi doğasını belirler ve doğa sürekli değişim içindedir..."
Bu, kadere çok sıkışmadıkça takılmaman
anlamına gelir bence 
diğer yandan kuantum fiziği
doğanın sürekli değiştiğini kabul eder
ama seçim yaptığın konusunda
yine hatalı düşündüğünü söyler
zira seçim anlarında sürekli
senden bağımsız yeni zarlar atılmaktadır...
Yani?
Uzun lafın kısası hepsi kafa karıştırıcı
çöplerden ibaret.
Canın neyi istiyorsa, seni ne rahatlatıyorsa
ona inanmanda sorun yok...
Diğer yandan uzun yıllar sonra yuvadan düştüğün
o ilk günü düşünerek
kendine eziyet etmenin gereği de yok demek ki.
Asıl anlamlı soru; 
''yok olup gidecek misin
yoksa uçmayı öğreneceğin günün gelmesini mi bekleyeceksin'' olabilir...
Fotoğraf
Yine de mutluluğa giden yol karar vermek
ya da en azından senin kararınmış gibi davranmaktır...
Dünyanın ne anlama geldiği gibi imkansız sorular 
kimsenin umurunda olmamalı
velhasıl önemli olan
yapayalnız olduğun ve bu yüzden
kendinle artık barışman gerektiğidir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder