22 Ağustos 2013 Perşembe

BİLİNMEYEN NO; 34

HAYVANLARIN DİNİ OLSA, 

İNSAN, ŞEYTAN OLURDU..

(HAYVANLARIN EN VAHŞİ OLANI VE
YÜZÜNDEKİ ANLAMSIZ, ŞEYTANİ GURUR.)

  Yakın zamanda gördüğüm (sadece gözüme çarpan) hayvanlara eziyet görsellerinin (genel olarak video falansa izlemem) birinde William Ralph Inge'in fazlasıyla katıldığım bu sözünü görünce kendi hayat görüşümle alakalı bir kaç şey yazmaya karar verdim..
   Düşünürün sözü tam olarak şöyleydi;  
   ''Bütün hayvanları köleleştirdik; kürk ve tüyleri olan uzak kuzenlerimize o kadar kötü davrandık ki hiç şüphesiz eğer ki hayvanların dini olsaydı şeytan'ı insan şeklinde hayal ederlerdi...''
  Şüphesiz genelleme yapmak yanlış olacaktır zira hayvanlara bizim gibi yaşam hakkı olan canlılar gözüyle bakan , saygı duyan pek çok insan da vardır (şükür ki) ama bizim bahsettiklerimiz diğerleridir...
(YOK ONLARDAN FARKIMIZ..)
(ŞÜPHESİZ ŞEYTAN OLMAYANLAR DA
 VARDIR, FARKLARI VİCDANLARIDIR..)
   Kendi hayat görüşümü şu hikayeyle anlatabilirim sanırım; 
  Bir kaç yıl önce bindiğim metroda (bahar zamanıydı sanırım) dizimde şu yeşil ve küçücük ağaç biti denilen böceklerden birinin olduğunu fark ettim. Bilen bilir ki elinize almaya çalışmanız durumunda bile bu canlılar kolayca ölebilmektedir.. 
  İşte, yanlışlıkla ağaçlar yerine dizime düşme gafletinde bulunmuş bu şeyi parmağın küçük bir darbesiyle uzaklaştıra da bilirdim şüphesiz ama doğal ortamından uzak canlı bir kaç dakika da yok olamaya mahkum olurdu.. 
  Böylece macera dizimden inmesini ve yere düşmesini engellemeye çalışarak (zaten ağır kanlıdırlar) yaklaşık bir on durak boyunca devam etti.. 
  Sonunda indiğimde onu ağaçlıklı bir alana üfleyerek diyeyim, yaşam döngüsünü doğal yollardan tamamlamasına imkan verdim (Im hero;).. 
(OLMASALARDI, DÜNYA YAŞANMAZ OLURDU..)
   Bu, o sahildeki deniz yıldızı hikayesi gibi oldu; tümü için değil belki ama onun için fark etti, yaşadı..
   Bu hikayeyi ne kadar içli ve hayvan sevgisiyle dolu parmak arası terlik giyen (asla) bir vejeteryan olduğum için mi anlattım (vejeteryan değilim ama çok saygı duyduğum ve olması gereken bir hayat felsefesi olduğuna inanırım) dersiniz?
(OLUM İNSAN GELİYOR LAN..)
  Tabi ki hayır. Benim inandığım çok başka bir şey..   Taşlara, ölü çalılara bakıyorum,, biyoloji bilimine dair hücrenin, onun içindekilerin resimlerine, haklarında yazılan yeni keşiflere,, bilincin ne olduğunu anlamaya çalışıyorum (elle tutulamaz, o halde madde değil, peki ne?),, mekanik oyuncaklara bakıyorum,, ölüm anından sonraki asla geri dönülmez eşiği düşünüyorum,, dışarıda kendi başına bir dünya kurmuş gezinip duran kedilere, köpeklere ve ömrümüz boyunca göremeyeceğimiz çeşitlilikteki tüm o diğer bitkilere, hayvanlara... 
  Yaşamak, yaşam denilen inanılması zor, aklımın almadığı bu şeyde her seferinde önünde eğilinecek bir mucize görüyorum..
(ONLARDA SEVEBİLİRLER VE HATTA
BAZEN SENDEN DE ÇOK..)
  Benim saygı duyduğum o şey yaşıyor olması,, O kadar zor ve ulaşılamaz bir kavram ki... Asla yaratamazsınız, önünüze hazır gelir ve size sadece hayran olmak, hareket etmesini, belki nefes almasını ve hatta size bakışını fark etmek kalır, yaşıyordur evet...
  Tam şu zaman diliminde ve sizin zamanınızda.. Onu öldürebilmek gibi bir hakkı ya da haddi olamaz insan oğlunun küçücük bir böcek diyerek onu hor görüyor bile olsa, zira yaşam onu fersah fersah aşan bir mucize ve her yaşayanın ilk temel hakkıdır...
(ZEVK İÇİN ÖLDÜREN TEK HAYVAN
DÜŞÜNEBİLİYOR OLANDIR..)
  Hayvanlara her türlü eziyet etmeyi kendine reva gören insan oğlu kendini özel yaratılmışlardan sayar.. Yine benim düşüncemdir ki insan asla diğer canlılardan daha üstün ya da daha özel değildir.. Bilim tarihi insanın kendini ne kadar özel olduğuna inandırmaya çalıştığı fakat aksi ispatlanınca moralinin bozulduğu keşiflerle doludur.. 
  Özellikle üç temel keşif ya da üç büyük düşünce devrimi insanın evrendeki  ya da yaradılıştaki yerinin hiç de özel olmadığını bize ispatlamış ve ‘’Biz Özeliz!’’ fikrini yerle bir etmiştir.;
   Bunların ilki; Copernikus’un, Dünya, tüm yıldızların onun etrafında döndüğü bir merkez değildir... şeklindeki bilimsel keşfidir, 
   İkincisi; Darwin’in Hayat zincirinde merkez olmadığımız fikrini ortaya koyması    
  Ve üçüncüsü ; Freud’un kendi varlığımızın efendisi olmayıp, davranışlarımızın büyük çoğunluğunun bilincimiz dışındaki güçler tarafından yönetildiği düşüncesidir. 
 
(KEDİ MİLLETİ:)
  Bununla ilgili olarak da örneğin bir gün, başka dünyalardaki yaşam gibi bir fenomen de ispatlandığında elimizdeki son sağlam kale de yıkılacak ve ne kadar alelade varlıklar olduğumuz dolayısıyla hayvanların da en az bizim kadar yaşamaya hakkı olan varlıklar oldukları tasdiklenmiş olacak…
  Bilemiyorum demek istediğimi bu gün anlatabildim mi ama kendi adıma yollarda böceklerin karıncaların üzerine umarsızca basanlar ya da kedilerden örneğin ölesiye korkarak bunu çocuklarının beyinlerine; hayvanlar düşmandır şeklinde
(OLMASI GEREKEN)
kodlayanlardan ya da onlara aklın almayacağı eziyetleri yapmaktan çekinmeyen ve hatta sirklerden ve ilkel hayvanat bahçelerinden ve kürk giyenlerden ve yazın yemek ya da su bulamayan bu yaşam formlarına bir kap su vermekten aciz (bazıları da koyduğunuz suyu eleştirir, başlıkta adlarını görürsünüz) insanlardan hiç haz etmediğimi ve onlardan uzak durmayı tercih ettiğimi söylemeliyim..
 
(KİMİ DE ONLAR İÇİN BİR MELEK OLUR..)
  Umarım sevmek bir yana yaşamak denilen mucizeye saygı gösterenlerden sinizdir. Zaten o zavallı da bizler gibi bir gün ölecek, bırakalım barındırdığı yaşam enerjisi denilen o anlaşılmaz varlığı doğa kendi döngüsünde alsın..
   Bu sabah sayfaya pek çok eziyet görüntüsü yapıştırabilirdim şüphesiz ama bu bloğu okunmaz kılar ve amacımızı aşardı maalesef, kaldı ki zaten olan bitenin farkında insanlarız hepimiz..
  Sözü uzatmadan diyeceğim o dur ki, onların da bizim kadar yaşamaya hakları var, bu hakkı kimi zaman biz olmadan idame ettirebilme şansları zor olanlara o şansı vermeye çalışmak en gerçek insanı erdemdir..
   Tümü için elimizden bir şey gelmez zira şeytanlara gücümüz yetmez ama o yardım ettiğimiz hayvan ve vicdanımız için çok şey değişir.. 
   Hayvanların eziyet görmediği bir dünyada yaşamamız dileğiyle...
                                                                                       (Çetin TARI)

GÜNÜN VIDEOSU:

İnsanlığın Dünyaya Zulmü


  

    GÜNÜN KARİKATÜRÜ:)



1 yorum: