27 Ağustos 2013 Salı

BİLİNMEYEN NO: 39

DERDİNİ ANLATMA,, 

SENİ DİNLEMEYECEKLER..


(BOŞUNA UĞRAŞMA..)
  Bu gün belki bir çoğumuza paranoyakça gelebilecek ama, benim de yıllar içinde doğruluğuna fazlaca inanmaya başladığım ve hatta uygulamaya çalıştığım bir fikirden bahsedeceğim..
  Ama önce isterseniz iki bin yüz yıl öncesine, Romalı Şair Lucretıus zamanına dönelim (..hop, döndük, bu kadar basit. edebiyat böyledir işte:)
  Lucretius bugüne ulaşabilmiş ünlü eserinde; 'Deniz kıyısının yüksek bir noktasına dikilerek, ufuktaki korkunç fırtınayla boğuşan, zavallı denizcileri seyrederken zevk alan insanları' anlatır..
(BURASI MI AĞRIYO? STRESTEN HEP BUNLAR..)
  ''İnsan doğasıdır, vahşetten zevk alır ne var bunda?'' diyebilirsiniz belki ama buradaki nüans farklıdır. 
  Aslında bu insanlar şahit oldukları bu trajik olayın, onların başına gelmediğine sevinmektedirler..
  Öyle insanlarla karşılaşırsınız ki; bir başkasının başına gelen kötü bir olayın, o olayın ''oluşma olasılığını azalttığına'' inanarak bu duruma içten içe şükrederler.. Yani aslında olayın sizin başınıza geldiğine belli etmeseler bile sevinmişlerdir.. 
(YETERİNCE YAKIN DEĞİLSEN, ANLATMA..)
  Oysa maalesef istatistik bilimi böyle çalışmaz, yüz kere tura gelse de, yüz birinci atışın tura gelme olasılığını değiştirmez; yine %50'dir..
  Dünyanın gelmiş geçmiş en reel ve açık sözlü adamı, bir numaralı piskopat felsefecim Arthur Schopenhauer'ı da savunmama dahil edebilirim. 
  Schopenhaur bu konuda karanlık bilinç altımızı çıplak bırakacak örtüyü çekiverir üstümüzden ve nasıl insanlar olduğumuzu yüzümüze vurur acımasızca; 
   Başkalarının senden daha çok acı çektiğini öğrenmek zevk verir
    Buradaki bıçak sırtına dikkat etmek gerekir yalnız; başkalarıyla derdinizi paylaşmak asla kötü değil ve hatta sağaltıcı ve sizi iyi hissettirici bir deneyimdir, ama bahsettiğim derdinizi kime açtığınızdır..
(HA BİRE DERDİNİ ANLATIRSAN, ARTIK SENİ DİNLEYEMEZLER:)
  Olur olmaz her insana daha ikinci günden gerçek dostuymuş gözüyle yaklaşıp tüm seceresini ortaya döken insanlara dikkat ediniz.. ''Neden güvenebileceğim bir insan yok etrafımda, oysa ben elimden geleni yapıyor ve kendimi dürüstçe açıyorum'' diyebilirler. Oysa yanlış olan üç şeyin farkında değillerdir..
 1. İlgili göründüğüne bakmayın; mazoşist değilse kimse diğerinin dertlerini (hele ki yeni tanışmışsa) dinlemek istemez,,
2. Öyle görünüyor bile olsa kimse sizin için gerçekten üzülmez,,
(BAZEN DERT SANDIĞIN HAYATIN BÜYÜK RESMİ İÇİNDEKİ
HAYIRLI BİR PLANIDIR,, KARAR VERECEKSEN KENDİNE DANIŞ.)
3. Öyle görünüyor bile olsanız, kimse karşısındakinden tavsiye almak istemez.. 
  Demek istediğimi anlatabildiysem eğer Lucretiusun anlattıklarında gerçeklik payı aramanızı tavsiye ederim, zira insan doğası aynen onun ve Schopenhauer'ın dediği gibi işler. 
  Bırakın şefkat görmeyi insan oğlu başkalarının başına gelen kötü şeylerden maalesef zevk alır. Ve hatta öyle insanlar vardır ki derdi olan; akşam partneriyle kavga etmiş ya da patronla az önce tartışmış bir insan gördüğünde üzerine atılır; 
(DERT ARAMAKSA AMAÇ, ASLA BİTMEYECEKLER..)
  Lütfen hayatım, bana anlatabilirsin, o kadar üzüldüm ki..(bunu sesinizi yayarak, yalan dünyadaki Zerrin gibi okuyun ama..)
  Oysa aradıkları sayenizde huzurdur. 
  Patron onunla arayı bozduğuna göre en azından o gün size bulaşmayacak, akşam partneriyle kavgasının şiddetini öğrendiğinize göre, kendi eşinizin size kötü davranma derecesini kıyaslayarak daha ferahlayacağınız bir şey öğrenmişsinizdir.. 
  Sonra ki tavsiyesi ne olacak? Eğer şanslıysanız; istifa et, ya da boşa o herifi demesin diye dua etmeniz gerekir, zira o zayıf anınızda sığındığınızı gerçek bir can simidi zannedersiniz ama yılandır içten içe sizi umursamayan.. (biraz sert oldu ama derdimi açıkça anlatabilmek için marjinal örnekler vermeliydim..)
(KENDİNDEN BAŞKASINA İHTİYACIN YOK,,
KİMSE SENİ SENDEN İYİ TANIMIYOR..)
  Kısaca sevgili arkadaşlar konu derdinizi anlatmak ise (ve ille de böyle bir ihtiyacınız var ise) size çok yakın ve çok eskiden tanıdığınız dostlarınız ya da belki akrabalarınızdan, size en yakın olanını (bir tek kişi) seçiniz..
  Ulu orta planlarını anlatanlardan olmanın iyi bir şey olmadığı gibi önünüze gelen herkese dertlerinizi anlatmakta yaranıza merhem olmayabilir zira gördünüz, karşınızdakiler hangi niyetle sizi dinliyor..
  O yüzden bu gün çevrenizde başkalarının derdini dinlemek için çok hevesli görünen tipler varsa onlara daha alıcı gözle bakınız.. 
  Dinledikten sonra yüzlerinde zafer kazanmış edasıyla, bir rahatlama sigarası yakıyorlar mı:)
  Dertlerinizin uçan kelebekler misali her an dağıldığı,sonsuzluk açısından baktığınızdan dert diye bir şey olmadığını aslında soğuk kanlılıkla fark ettiğiniz ve kimseye anlatacak sıkıntınızın kalmayacağı mutlu hobiler ve gerçek dostluklarla örülü günler yaşamanız dileğiyle..     
                                        (Çetin TARI)
  


GÜNÜN VİDEOSU:

INTO THE WİLD (ÖZGÜRLÜK YOLU) 

  

GÜNÜN KARİKATÜRÜ:)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder