12 Ağustos 2013 Pazartesi

BİLİNMEYEN NO; 28

BAŞKALARINI MUTLU ETMEK İÇİN KENDİNDEN FERAGAT EDENLERDEN OLMA; 

SENİ DAHA ÇOK SEVMEYECEKLER..



(FARKLI OLAN DEĞERLİ,
YETER KİKENDİN GİBİ DAVRAN)

  Bugün, henüz dün akşam bitirdiğim L. Gounelle'in 'Tanrı Daima Tebdil_i Kıyafet Gezer' kitabının ilk kısımlarında geçen ilginç bir saptamadan bahsedeceğim..

  Sanırım Türkçeye çevrilmiş tüm kitaplarını okuduğum yazarın bahsettiği şeyi umarım tam olarak  anlatabilirim zira ben de, bayağı bir sayfa sonra (aynı eksikliğin bende de bulunduğunu ve) ana düşünceyi anlayabildim..
  Yeri gelmişken tekrarlamak isterim ki, bloğumda yazdığım şeyleri okuyucunun ilgisini çekmek ya da daha çok kişi takip etsin diye yazmış olmak derdinde değilim; sadece kendi hayatımda önemli yeri olduğunu düşündüğüm ve kesinlikle denediğim veya gerçekten beni heyecanlandıran esin kaynaklarına yer vermekteyim burada.
  Bu vesileyle diyebilirim ki bu sabah anlatacağım fikir de okuduğum anda, 'ben de mi böyle yapıyorum?' dediğim ve ertesi gün farklı şekilde davranmaya çalıştığım kişisel gelişim nüanslarındandı..
(HEP BAŞKALARINI MUTLU ETMEK İÇİN YAŞADIN MAVİŞ..)


  Bir kere daha tekrar etmekte yarar var ki; mutsuz olmanız sizin tercihinizdir ve eğer bir probleminiz varsa şu sözü unuttuğunuz içindir; Büyük problem yoktur, küçük insanlar vardır..
(BAZEN HAYAT KARARIR AMA
YAĞMUR YAĞAR SONRA RUHUNA..)


  

  İşte neden mutsuz olduğunu bilmeyen insanların aslında doğru yaptığını zannederek takındıkları (ama kesinlikle yanlış olan) bir tutumdan bahsedecek ve bunu direkt yüzünüze vuracağım bu sabah;
   'Sen başkaları için çaba gösteren biri olmayı seviyorsun ve buna karşılık 'fedakarlıkların' karşılığında değer görmeyi umuyorsun. Dahası, biraz da kendinden (kendini başkalarına) şikayet etmeyi ve böylece insanların sempatisini kazanacağını sanıyorsun. 
  Ama aramızda kalsın sevgili arkadaşım tümü palavra bunların zira araştırmalar gösteriyor ki, kendi tercihlerini üstlenenler ve yaşamayı seçtiklerini yaşayanlar bize (ya da insanlara) daha cazip geliyor..'
  Tam olarak neden bahsettiğimi anlatamamış olabilirim ama az sonra verdiğim örneklerdeki kişinin (bir çoklarımız için maalesef) siz olduğunuzu gördüğünüzde tutum değiştirmenin ve uyanmanın vaktinin geldiğini anlamış olacaksınız merak etmeyin.. Biz devam edelim (ama biraz daha yüzünüze çarpacağım lafları kusura bakmayınız, devamı aşağıda..)
(İSTEDİĞİN HER NEYSE ONU TALEP ET,
VARSIN SENİ SEVMESİNLER..)
  'Ve sen sevgili okur; insanların ölçütlerine göre davranmazsan artık seni sevmeyeceklerini düşünüyorsun, madem ki senden bekledikleri görüntüye uyma ihtiyacı hissediyorsun o halde sana kaba davranmalarını hak ediyorsun demektir, mutsuzluk senin seçimin değil miydi.?
  Örnek mi istiyorsun; kalabalık bir fırında ekmek sırasındasın diyelim. 
  Kasadaki tok dükkan sahibinin her gelene kendi kafasına göre uzattığı kızarmış, beyaz ya da daha gevrek ekmeklerden payına düşen neyse almak zorunda olduğunu mu hissediyorsun; Halbuki sen az kızarmış ekmek sevmiyor muydun
(HER SABAH SONSUZ FIRSATLARIYLA
BAŞTAN DAĞITILIR KAĞITLAR)
  Ama hayır, biz yukarıda bahsedilen insanlardanız; arkamızda sırada olan  insanların söylenmesinden ya da kasadaki insanın bizi müşkülpesent,nahoş bulmasından ya da aslında oradakilerin bizi sevmemesinden korkuyoruz ve oradaki davranış kodlarımız da bizi haklı çıkarırcasına ezik, ürkek ya da alttan alır bir tavırda; yani ben buna layık değilim tavrı içinde insanları (ve kendinizi de) haklı çıkarıyorsunuz..
  Az çok demek istediğimi anladığınızı biliyorum ve yine de belirtmek isterim ki buradaki amacımız kesinlikle kaba olmak değil sadece duygularımızı kendinden emin bir tavır içinde ifade etmek derdindeyiz..
  Çoğu zaman gerçekten hissettiklerimizi ifade etmek için izin vermiyoruz kendimize. Başkalarının beklentilerine uyum sağlamak için çabalıyoruz..
  Zira kibar olur kendimizden feragat edersek insanlar bizi sever diyoruz, saçmalık.. Yine kibar ol ama bu senin tercihin olsun..
(KENDİNLE BAŞBAŞA KALMAKTAN
KORKMA)
  Yaptığımız davranışın (mıymıntılık) bir başka ilginç sonucunu görmek üzere örneğe dönecek olursak; adamın verdiği ekmeği kabul edip (ve insanlara antipatik gelmeden) oradan sıvışsak ne olur ki? Cevap dünkü ihtiyarların yazısında saklı idi; hep başkalarını memnun etmek için yaşadığımız için belki de bu hastalıklardan muzdarip olduk, demiyorlar mıydı?
  Ve işin asıl garip yanına gelirsek sıradaki insanlardan şu kendinden emin görünen hanımın ;'lütfen kızarmış olanı rica edebilir miyim lafından sonra olanlara ne demeli?
  Satıcı (Kişinin kendinden emin tavrıyla doğru orantılı olarak) derhal en saygın haliyle kadının talebini yanıtlayacaktır.
  İşte burada arkadaşlar işe başka bir kural daha giriyor demektir; başkalarını hayal kırıklığına uğratmayacak şekilde davranmaya mecbur kaldığında, bize karşı olan beklentilerine belli bir şekilde cevap vermek için ya da onların adetlerine saygı göstermek için böyle davrandığında; bu durum karşımızdaki kişilerin size karşı daha talepkar davranmalarına neden oluyor (yüz verdim astar misali). 
  Sanki onların arzularına boyun eğmek sizin görevinizmiş gibi (ekmeği al ve git, eziksin zaten) hissediyorlar..(Ama onların suçu değil, siz izin veriyorsunuz..)
(YAŞADIĞIN YAĞMUR İSE ÜZELMEK NİYE?
TADINI ÇIKART)
  Ben bu davranışın kabul edilmez olduğunu düşünüyorsam (onca sıra var adam da meşgul, şuradaki ekmeği istemek yanlış olur, şansıma düşeni alıp gitmeliyim..) karşımızdaki de davranış kodlarımızdan hissederek bunu kabul edilmez bulur; yani karşındakinin sana davranış biçimi için izin veren sensin burada..
  Kısaca sevgili arkadaşlar eğer karşınızdakileri mutlu etme çabasından önce gerçekten talep ettiğiniz şeyleri açıkça ifade edebilmeyi öğrenirseniz eğer karşınızdaki insanlar size daha saygıdeğer davranıyorlar.
 Yok onların istediği gibi davranırsanız suratsızlıkları yanında sizi kibar biri olarak görmek ve sizi sevmekten ziyade bir kaybeden gibi (looser)  davranmaya ve taleplerde bulunmaya başlıyorlarmış..
  Başkalarının size tavrı sizin tutumunuzdan kaynaklanır, onların tepkilerine yol açan sizsiniz. O halde başkalarının sizi sevmesi için takındığınız bu beceriksiz ve gevşek tavrı bir yana bırakınız zira hiç bir işe yaramıyor. Yine kibar biri olun yine iyiliklerde bulunun ama bahsettiğimiz başka bir şey. Duygularını açıkça ifade etmeli ve insanları mutlu edeceğini düşünerek kabuğuna sinenlerden olmamalısın, onlar böyle insanlardan hoşlanmıyor aslında..
(EĞER SİZ İSENİZ, DAHA ÇOK SEVİLİRSİNİZ)
  
Onun yerine kendiniz olduğunuz ve kendinden emin gerçekten ne istediğinizi bilen biri gibi taleplerinizi belirtiniz. 
  Hayatın size sunduğunu beğenmediniz mi? seçme şansınız var. Seçen insanlar daha çok sevilir ve daha çok saygı görür unutmayın..
  
                       


    Kendinizi aşacak kadar kendiniz olabildiğiniz günler görmeniz dileğiyle :)  (Çetin TARI)


GÜNÜN VİDEOSU;

HAYAT YAĞMURDA YÜRÜMEK GİBİDİR 

(HESHER FİLMİNDEN)


GÜNÜN KARİKATÜRÜ :)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder