6 Ekim 2013 Pazar

BİLİNMEYEN NO: 79

BEKLE DEDİ GİTTİ,, 

BEN BEKLEMEDİM O DA GELMEDİ,, ÖLÜM GİBİ BİR ŞEY OLDU, AMA KİMSE ÖLMEDİ..

YA DA; KÖR KÜTÜPHANECİ'NİN DİLEĞİ..


(EĞER BİR ŞANSIN DAHA OLABİLSEYDİ,,
ÇOK SONRA SÖYLEYECEĞİN BİR SÖZ,,
GENÇSİN,, YAŞAMANA BAK..)
   Eğer okumadıysanız büyük kayıp içinde olduğunuz, Umberto Eco'nun 'Gülün Adı' romanı,, olağan üstü zeki yaratıcısının ve şüphesiz edebiyat dünyasının en büyük değerlerinden biridir..
   İnanılmaz bir finalle biten bir cinayet romanı niteliğindeki eserde sean Connery'nin olayları çözen karizmatik karekterinin yanında çok çarpıcı bir başka etkileyici karekter daha vardır ki o da; Kör Kütüphaneci'dir..
   Hatırlayanlar bilir ki klastrofobik  bir manastırda işlenen cinayetler sonrasında eski felsefecilere kadar uzanan; asıl sır'da yaşlı ve kör kütüphaneci ilginç bir konumdadır..
   Okumayanlar için (onları kıskanmaktayım, böyle bir kitaba başlama şansları var..) fazla ayrıntı vermek istemediğim bu romanda geçen kör kütüphaneci karekterine ( ya da Umberto Eco'ya) gerçek hayatta ilham olan kişi Arjantinli ünlü yazar ve şair Jorge Luıs Borges'tir..
    1955'de Peron devrilince Borges, hayâlindeki meslek olan Arjantin Ulusal Kütüphânesi Müdürlüğü'ne getirilmişti..
(DAHA ÇOK İZLE..)
    Ailesinden gelen hastalık nedeniyle görme bozukluğu çeken Borges bu dönemde görme yetisini tamamen kaybetmiş ve; "Bana aynı anda hem 800,000 kitabı hem de karanlığı veren Tanrı'nın muhteşem ironisi" diyerek bu gerçeği kabûllenmiştir...
(DAHA ÇOK YAŞA..)
   Bu günün yazısında onun hayatının son döneminde (85 yaşında) yazdığı bir şiire kulak vereceğiz.. Eğer bu büyük entellektüel zeka tekrar yaşasaydı yani ona bir şans daha verilseydi bu yaşındaki tecrübelerine göre (hayatının son dönemlerinde dünyayı da dolaşmıştır..)  nasıl seçimlerde bulunur ve hayatını nasıl yaşamayı tercih ederdi..
   Söz konusu böyle büyük düşünürler olunca bence onlara dinlemeye değer,, belki içimizden bir ikisi demek istediklerini anlayabilir ve her gün yeniden başlayan küçük ömürlerine artık istediği akışı yönlendirip yaşamın gerçek tadına ulaşma başarısına nail olabilir.. (Umarım hepimiz için..)
(ONUN KADAR ÖZEL GENLERİMİZ YOK,,
O YÜZDEN ŞANSINI ZORLAMA..)


 Eğer,Yeniden Başlayabilseydim...

  
 Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşama,
İkincisinde daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım  kadar,
Çok az şeyi ciddiyetle yapardım.

Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu  izler,
Daha çok dağa tırmanır,daha çok nehirde yüzerdim.


Görmediğim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
(GELDİĞİNDE,, GERÇEKTEN YAŞADIĞINA EMİN OL..)
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım
elbette mutlu anlarım oldu ama...

Yeniden başlayabilseydim eğer,yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem  yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında termometre su, şemsiye ve paraşüt almadan gitmeyen insanlardandım ben.

Yeniden başlayabilseydim eğer , hiçbir şey 


(DAHA ÇOK DONDURMA YE, İSTİYORSAN..)
taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.

Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım.

Bir şansım olsaydı eğer...
Ama işte 85'indeyim ve biliyorum...
Ölüyorum...

(YAŞAMAK,, MUTLU ANILARDIR..)
   

  Belki de yapmanız gereken (şansınız olur da görebilirseniz) sessiz bir yere çekilip kendinizi 85'inde hayal etmektir.. Gözlerinizi kapatın ve o yıllara ışınlayın kendinizi,, kısıtlı hareket kabiliyetiniz ve bozulan gözlerinizde kırıntılar şeklinde zihninizden yollanan hayalleri canlandırıp düşünmeye çalıştığınızda;  'eğer bundan 30- 40 yıl öncesinde olsanız (yani şu an ki gençliğinizde) neler yapardınız, nasıl yaşardınız aslında kısacık hayatınızı, şu an olduğu gibi mi, yoksa kör kütüphanecini,n tarifine yakın mı olurdu yaşam tarifiniz.?
(TÜM KARARLAR SANA AİTTİ VE BUNDAN SONRASINA
YİNE SEN KARAR VERECEKSİN..)
   Tek kez verilen hediyeniz yaşam, göz açıp kapayana kadar son bulan ama çoğu zaman bir türlü anlamlandırılamayan bir problem gibidir önümüzde.. Har vurup harman savurmaktan çekinmediğimiz ve son demlerine gelindiğinde dönmek için hiç bir çabanın yeterli olmadığı ve yaşanan anlardan, bu anlardaki mutlu anılardan oluşan bir hediye..
(İSTEDİĞİN HOTDOG İSE İZİN VER BUGÜN KENDİNE:)
   
  Çoğu zaman onu ertelemenin ölümün bir oyunu fark edemiyoruz ne yazık,, ve son geldiğinde ölüm kazanıyor; 
  ''Zaten yaşadığın da yoktu,, bir kaybın olmayacak benimle gelmende..'' deyip ve peşinden sürükleyip Araf'a çekerken ruhumuzu..
   
  Son perdede giderken ölümün peşinden, gayet mutlu; 'ne muhteşem bir hayatım olmuş, iyi ki Çetin'i okumuşum ve iyi ki 45 sen önce bu yazıyı yazıp bizi uyandırmış' demeniz dileğiyle ;)
                                                                                (Çetin TARI)
  

GÜNÜN VİDEOSU: GÜLÜN ADI 

(BENCE KİTABI OKUYUN AMA FİLMDE FENA DEĞİL..)

 GÜNÜN KARİKATÜRÜ:)


   


   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder