26 Mayıs 2014 Pazartesi

BİLİNMEYEN NO: 138

SURVIVOR SAHRA'NIN GÜZELLİK YARIŞMASINDA DERECE ALDIĞI BİR ÜLKEDE YAŞIYORSUN??
YA DA KAFAMIN UĞULDAMASI?

(SAHRA'NIN YARIŞMASINDA DERECEYE
GİREMEYEREK KENDİNİ KESEN
BİR KIZIMIZ: TEMSİLİ)
   Herşeyin yozlaştığı, örümcek kafalı, dolmamık biber gibi adamların toplum mühendisliğiyle insanları dünya hayatından soğutmak amacıyla (o sonuca varmış bulunuyorum ki hedefleri bu dünya değil belli ki) cahilce kalıplara sokmaya çalıştıkları velhasıl amacından şaşıp kendini kaybettiği için güzellik yarışmalarının bile b*kunun çıktığı bir ülkede yaşıyoruz artık...
   Yalnız itiraf etmek gerekirse nesil olarak çok şey gördük vesselam. Mesela bir teknolojinin sonsuz bir hızla evrilip yeni ufuklara yelken açtığını gördük örneğin cep telefonu denen şeylerde: Önce takoz bir formda hayatımıza girip (statü sembolü bir takoz) sonra olabildiğince küçülüp sonra tekrar büyüyüp tuşlarını kaybettiklerine şahit olduk...
   Milenyum denilen bir şeyi gördük örneğin bin yılların geçiş dönemlerine denk gelmeyenlere nasip olmayan. Aralarda güzel şeyler de oldu elbet (Kıskanma;) Galatasaray'ın UEFA şampiyonluğu gibi.
   Ama daha çok bahsettiğim zihniyet intikam duygusuyla kabus gibi kapladı ülkemi ve ışığa uzanmaya çalışan çiçeklere inat kesmeye çalıştı tüm yaşam kaynaklarını...
(YAPTIĞIN İŞTEN ZEVK ALMAK)
   Amacım elbet siyaset değil ama kalitenin Taban yaptığı bir ortam ise yaşadığın ve mutluluk kriterlerinde; Ülkenin yönetim şekli ile birey mutluluğu doğru orantıda dans etmesi gereken iki kavramsa eğer, maalesef bizde dans; büyük olanın küçüklerin ayağına habire kasten basması nedeniyle işkenceye dönüşmüş bir var olma çabası durumdadır..
(BAHSETTİĞİM YARIŞMADAN BİR BAYAN FİNALİST)
   Elbet kendi adıma kendimle konuşuyorum, zira başlıkta bahsettiğim zatın güzellik yarışmasında dereceye girmesi (biz zevkli) erkekler adına standartlarımızın acınacak seviyelere indiğinin bir ispatı değil midir. Hak ediyor muyuz bunları? (Erkekler hep birlikte: HAAYIIR!)
(CANININ İSTEDİĞİ BU MU? KİMSEYİ İLGİLENDİRMEZ, HAYAT SENİN,,
NESİMİ'Yİ HATIRLA: BEN DOLDURUR BEN İÇERİM GÜNAH BENİM SİZE NE Kİ?)
(ÇOCUKLUĞUMDAN BİR SAHNE; İÇİNE TAŞ DOLDURDUĞUMUZ PATLAK TOPA,
MAHALLENİN SAFINI GAZA GETİREREK ŞUT ÇEKTİRME DURUMU :)
(BAYAN ARKADAŞLARA KIYAK:
KARIN KASLARIM)
   Çözüm nedir peki? Hiç bir fikrim olmamasına rağmen sanırım inadına yaşama sahip çıkmak ve sana diretilenleri korkuyla gözü kapalı kabul etmek yerine kendi, örnek olduğun dünyayı yaratmaktır..
   Öyle ki; kalitenle (bahsettiğim para ile yaratılan değildir), duruşunla, giyiminle, konuşmanla (söylediklerinle), cahillere inat metroda kitap okumanla, müzeye, sanata zaman ayırman ve oralarda boy göstermen ile, dergi okumanla, spor yaptığını bizzat görmeleriyle, evinin (minimal) düzeniyle, çocuklarına davranma şeklinle, kuşlar, kediler ve köpekler için kapıya su, yiyecek koyman ve hayvan sevginle ve seninde bu listeye kendince ekleyeceklerinle örnek almak için kendine çeki düzen vermen gerekiyor..
(MUTSUZ ÜLKEMDE TRAFİKTEKİ İNSANLAR)
   Kendine kuracağın dünyada gözünün önünde daima güzel şeyler bulundurucaksın ve hayatın içten dışa ışık saçmak ve gençlere ilham vermek üzere yaşanan bir sanat eserine dönüşecek...
   Nerden geldi dersen bunlar aklına, dün gece yatağa yattığımda kafamın uğuldamasıdır her halde bunlara sebep diyebilirim.
(KARDEŞİM GÜZELLİK İSE AMAÇ,
TARTILIR BİR KAVRAM DEĞİLDİR BU)
  O kadar saçma sapan şeyler ile muhattap olup o kadar zaman kaybı faaliyetlerdi ve kafamın içine aldıklarım o kadar yıpratıcı idi ki beynim bunları nasıl öğüttü ve onlardan kurtuldu anmak mümkün değil (Umarım kurtuluyordur bu çöplerden).
   
 Aslında olması gereken, naif olan ya da kaliteli olan; uğraş, şey veya kişilerle muhattap olmamdı. 

 O zaman beynim ve (çocukluğumdaki gibi görmek istediğim) genç insanlar için endişelenmeye ihtiyaç duymazdım galiba...
  
 Tam olamasa da umarım demek istediğimi bir nebze aktarabilmişimdir...

 Hayat enerjinizi emecek tüm vampirsel şey (Şey: arapça, eşyanın kökü) ve kişilerden uzak olabilmeniz dileğiyle...
(Çetin TARI)


GÜNÜN MOTİMASYONU:

''Hayatında çiçeklere yer aç, canlı çiçekler yetiştir...''
(Çetin TARI)

GÜNÜN SÖZÜ:

''Ey can! Sana bir daralma gelirse yararınadır; Kaygılanma. Sürekli yaz mevsimi olsaydı,Güneş bahçeyi yakıp kavururdu...''
(Mevlana)

GÜNÜN KARİKATÜRÜ:

PSİKOLOG VE HASTA İLİŞKİSİ:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder