ANNESİNDEN DAYAK YEDİĞİ HALDE, YİNE 'ANNE' DİYEREK AĞLAYAN BİR ÇOCUKTUR AŞK,,
YA DA İKİNCİ HİKAYEM 'ŞÜPHE' HUZURLARINIZDA...
(ŞÜPHESİZ...) |
Totalde ilişki işinden anladığım şudur ki 'iki bambaşka insanın bir arada olması, olabilmesi' tek kelimeyle mucize demektir benim için ve başarabilenler kesinlikle takdire şayandırlar.
Elbet alışana kadar insanlar birbirine ki buna ilişkinin rayına girmesi denir, ilişkiyi kuvvetlendiren aslında pek çok tartışma yaşanır aralarında...
Ve fekat tedavisi en mümkün olmayan yara aldatmadır her halde ve ne erkek ne de kadın bu yıkımdan harap olmamış bir benlikle çıkamazlar.
Aldatma eyleminin pratikte gerçekleşmemiş oması bile yıkıcılığını engellemez aslında ve şüphesi dahi insanları karanlık diplere çekmeye yeter geceler boyu...
(SUÇLU OLAN KİMDİ?) |
Bu hikayeyi yazarken kutsal kitaplarda bulunan ortak ayetler fikrinden yararlandım ve hepsinden kutsal pasajlar serpiştirdim aralarına ki gidişat en azından mantıklı görünsün ve ilerlediğimde bir Lilith karakteriyle karşılaştım ki sanırım kadınların en güçlüsü ve karakter sahibi olanlarının genleri ondan gelmiştir..
(ŞÜPHE İNSANCIL DERGİDE) |
Her ne ise durum Havva'nın sorguladığı; on üçten de en azından bir eksilmiş midir?sorunsalıdır.
Bakalım ne olmuş, Colombia Pictures sunar...
(ŞÜPHE, İSMİ GÜZEL DERGİ DE...) |
ŞÜPHE
Lilith’i öğrendiğimden beri gözüme uyku girmiyor, ama asıl korkum o
değil aslında…
Yanımda yatan bu adam, eşim, kaynağım, varlığım…
Yine
sabaha karşı geldi evine ve yine cevap vermeden yatıp uyudu…
(DÜN ELİME GEÇEN LACİVERT DERGİNİN SON SAYISINDA) |
Yüz
üstü yatıyor, yine onu ilk gördüğüm andaki gibi…
Hani
uyanıp da beni ilk defa yanında görmüştün ve sol yanındaki acını unutup; ‘’Etim, kanım, eşim…’’ demiştin…
‘’Rab, Adem’e derin bir uyku verdi. Adem’den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaptı
ve onu Adem’e getirdi ve Adem dedi; şimdi bu benim
kemiklerimden kemik, etimden ettir…’’
(TEKVİN 1,2; 2)
Kaldı
ki ben de seni ilk kez görüyordum, senin bir parçandan; sol yanındaki 13. Kaburgandan
yaratılmama
rağmen…
‘’Havva, Adem’in on üçüncü kaburga kemiğinden yaratıldı…’’
(TALMUD)
(HASKT*R?) |
Ta ki,
şu güvenip günlerdir yanından ayırmadığın ve bana evvelsi gün gizlice gelip,
onunla konuşmak istemediğim halde sinsi sinsi; Lilith’den bahseden yılanın
oyununa gelene kadar…
Gerçi
onda da beni suçlamıştın ya, yılan her şeyin sorumlusu olduğu, beni, bizi
kandırdığı halde…
Cennetin
tek sorunu o elma ağacı idi oysa. Ona bilgi ağacı dediler ve Hayat ağacıyla karıştırmamanı
tembihlediler…
Oysa
yılan da farkındaydı bunun ve senin, bizim ebedi yaşama kavuşmamıza engel olmak
için, bize sonsuz hayat verebilecek Hayat ağacından uzaklaştırıp ilk
günahımızın sebebi ve doğacak çocuklarımın bitmez çilesi olacak Bilgi ağacına
yönlendirdi bizi…
(ADEM, HERKESTEN UZAK DÜŞÜNCELERE DALMIŞTI) |
‘’ Şeytan, kendilerinden
gizlenmiş olan bedenlerini
ortaya çıkarmak için fısıldadı; ‘Rabbinizin sizi bu ağaçtan men etmesinin sebebi, ikinizin birer melek ve ya birer ebedi varlık
olmamanız içindir…’’
(7 ARAF SURESİ-
20)
Kulağına fısıldadığını nasıl da unuttun; gösterdiği Bilgi ağacını sanki
Hayat ağacıymış gibi tanıtıp meyvesini yersen ebedi yaşama kavuşacağını…
Ve
sonrasında senin de inanmaya zaten meyilli olduğun bir yalan ile yılanın bana
elmayı vermesi, doğacak çocuklarımıza bilmenin kötü olduğu şeklinde yanlış bir
inanç aşılayan, bilmeyi sayemizde lanetleyen ilk günahımız; çıplak olduğumuzun
örneğin, farkına varışımız…
‘’Böylece onları yalanlar ile
aldattı. Ağacı tadınca bedenleri
kendilerine göründü. Üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rab’leri kendilerini çağırdı;
‘O ağaçtan ikinizi men
etmedim mi ve Şeytanın ikinize düşman olduğunu söylemedim mi?’’
(7 ARAF SURESİ-
22)
(VE O BİLGİ AĞACI İDİ) |
Lilith…
Neden
anlatmadın? Ve hatta seni terk etmiş ve bu yüzden Kızıl Denize sürgün edilmiş
hem de. Çocuklarının Şeytan’a verileceği tehditlerine bile direnmiş ve dönmemiş
sana…
Bu
yüzden beni yollamışlar sana öyle mi? İnanmak istemiyorum buna, inanılmaz
yılanın sözlerine ama bir yanım kırıldı işte…
Hani
kaburga kemikleri bu yüzden eğridir ya; onları düzeltmeye kalkarsan kırarsın,
doğruyu öğrenmek de beni kırardı ama yok değil şüphelerim, sonuçta senden
duymadım böyle bir şey. Fakat geç gelmelerin, o değilse bile kim?
(CENNETTEN KOVULMANA NEDEN OLAN EYLEM) |
Uyarmışlardı
bizi, hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı eğer cennetten kovulursak ve sen bilmeden
verdiğim, sensiz boğazımdan geçmeyen elmayı yediğinde eski dürüst sen
kalabilecek miydin, beni aldatacak kadar zalim olmayacak?
‘’Ey Adem! Sen ve eşin cennette oturun,
dilediğiniz yerden yiyin ama şu ağaca yaklaşmayın.
Yoksa ikiniz de zalimlerden olursunuz…’’
(7 ARAF SURESİ-
19)
O ana kadar hiç ayrı kalmamıştık. Sonra
kovuluşumuz. Senin toprakta çalışmaya, benim doğum sancısı gibi bir ızdırapla
senin çocuklarını doğurmama ve sana itaate mahkum olmam…
Asla
şikâyetçi olmadım bu cezadan, asıl ayrı kalmamız, bana en büyük ceza idi…
Seni
Hint toprağına, beni ise Cidde’ye indirdiler. O yılan olacak neden bizimle
geldi ki? Onun da İsfahan’a yollandığını söylemiştin geçen gün. Neden hala
konuşursun ki onunla, şekli bile değişti cezadan sonra; artık karnı üzerinde
sürünen bir ucube o; ama temiz kalplisin düşmanlık besleyemezsin, bilirim…
‘’(16) Rab kadına, çocuk doğururken sana çok acı
çektireceğim’ dedi. Ağrı çekerek doğum yapacaksın,
kocana istek duyacaksın, seni o
yönetecek…
(ŞÜPHELERİN HAKLI ÇIKMASI) |
(17) Rab Adem’e, karının sözünü dinlediğin ve sana meyvesini
yeme dediğim ağaçtan yediğin için
toprak senin yüzünden lanetlendi’ dedi.
Yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacaksın…’’
(İNCİL-
YARATILIŞ)
Cebrail yardım etmeseydi ve Arafat’a getirmeseydi seni, asla Müzdelife’de
karşılaşamazdık biliyorsun değil mi? Koca dünya, sen bir uçta ben diğer, ne
yapardım o zaman…
Sabah
olmak üzere ve ben gerçek cevapla karşılaşmak istiyorken, bir o kadar da
korkuyorum, ellerimin buz kesmesi bu yüzden…
Doğrulmanı
bekliyorum tüm şüphelerimle yüz yüze gelmek için ve soruyorum sana şimdi; beni
aldatıyor musun? Korkum Lilith değil ve sana sorarsam eğer şaşırma ve hemen
savunmaya geçme; ‘etrafta kadın mı var?’’ diye…
(VE CENNETTEN KOVULSAK DA, BAZILARIMIZ İNSAN OLMAYI BECEREBİLDİ..) |
Zira
korkuyorum bir kaburgan daha eksilmiş midir ki?
Bunca
cezayı çekmek zorunda bırakan eşini suçlu görerek ve yılanın da hasetiyle belki
bir başka kadını istemişsindir olamaz mı?
O
yüzden saymalı ve gerçeği öğrenmeliyim, bu dünyaya yeni biri vücut geldi mi
senden yakın zamanda?
İlahi
bir el ile belki ve duymuş gibi beni, yüzünü dönüyorsun yatağımızda, vücudun
ellerin, yüzün hala sevdasına tutulduğum ilk an ki gibi ama affet beni
saymalıyım onları, bir tanesi daha eksildi mi diye, zira hamileyim ve senin
çocuğunu doğuracağım, hak ediyor musun bunu?
Değil
ise doğuramam, kaldı ki aynıyız; Lilith kadar gururluyum bende?
Bir…
İki…
…
On bir, on iki ve…
Ve 13…
‘’Adem karısı Havva ile yattı.
(FARKLI OLDUĞUNUZ DOĞRU BİZ ERKEKLERDEN) |
Havva hamile kaldı ve Kayin’i doğurdu.
‘Rab’bin yardımıyla bir oğul dünyaya getirdim’
dedi’…’
(YARATILIŞ 4:1-
12)
(KASIM 2013/ ÇETİN TARI)
Velhasılı öğrenmek iyi olmadı en azından cennetin kapılarını kapadığı için yüzümüze. Ama bir kez bu olduktan sonra öğrenmekten de vazgeçmemeli idik sanırım en azından dünyayı cennet kıvamında yaşayabilenlerin başarılarını görebildikten sonra...
Umarım beğenmiş sinizdir ve okumanıza değmiştir,, son...
Doya doya elma yediğiniz ve kendi cennetinizde şüphelerden uzak bir yaşam kurabildiğiniz günler yaşamanız dileğiyle...
(Çetin TARI)
GÜNÜN MOTİVASYONU:
''En yakın zamanda bir elma ağaç dik,,
ki dikili bir ağacın olsun şu hayatta...''
(Çetin TARI)
GÜNÜN SÖZÜ:
'' Adam dediğin iki kadın arasında kalıyorsa, biri eşi diğeri de kızı olmalıdır...''
(Bob MARLEY)
GÜNÜN KARİKATÜRLERİ..
ADAM & EVE ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder