12 Kasım 2013 Salı

BİLİNMEYEN NO: 107

BAĞLANMAYACAKSIN BİR ŞEYE ÖYLE KÖRÜ KÖRÜNE.. 

O OLMAZSA YAŞAYAMAM DEMEYECEKSİN,, YAŞARSIN ÇÜNKÜ..

YA DA BALIKÇININ CEVABI..


(NEDİR Kİ SENCE YAŞAMAK.?)
   İlk zamanlar kişisel gelişime dair kitaplar okurken, en yüksekleri hedefleyen jargonlar dışında diğer içerikteki kitaplara fazla yüz vermezdim..
  Hatta hatırlıyorum da, o ara yeni yayın hayatına başlayan Boyner yayınlarının tüm kitaplarını hayranlıkla okurken, bir gün elime geçen ve şu an tam adını hatırlayamadığım (ve kütüphaneme gidip bakmaya üşendiğim) bir kitap (ununu eleyip eleğini sermiş bir iş adamının yazdıkları) bayağı canımı sıkmış ve hayal kırıklığına uğratmıştı beni..
   Oysa şimdi o tarz kitaplar dışında; yani aslında yaşamın deliler gibi çalışmaktan ibaret olmadığını anlatanlar dışında, diğer motivasyon kitaplarına (hedefle, kafana koy, her gün yaklaş, başar ve zengin ol tarzı,,) pek bulaşmıyorum diyebilirim..
   Yaşamanın daha basit bir şey olduğunun ve elindekilerle mutlu olabilmenin ve tabi şükretmenin, çoğu zaman yeterli olduğunun belki de biraz daha farkındayım zira..
(UYUMALI VE TADINI ÇIKARMALI BAZEN..)
   Tıpkı aşağıdaki basit balıkçı hikayesinde yaşananlar gibi..
   Belki yanındaki iş adamının hayatı size daha cazip gelecektir, olabilir,, ama tahminen bu henüz fazlaca genç (ve daha doğrusu, fazlaca hırslı) olduğunuz içindir ve kaldı ki bu da kötü bir şey değil,, eğer ki bir an önce elindekilerin ve hayatın kıymetinin farkına varabilecekseniz eğer..
***

Bir Meksika sahil kasabasına yolu düşen Amerikalı iş adamı, 
(EĞLENMELİ BAŞKASINA SALAKÇA GELSE DE..)
kıyıya yanaşan kayıktaki balıkçıyla konuşur...



Kayığın içinde, 
henüz tutulmuş birkaç ton balığı bulunmaktadır..

Amerikalı iş adamı balıkların iriliğinden dolayı balıkçıyı över 
ve bu birkaç balığı ne kadar zamanda yakaladığını sorar.

Balıkçı, "Fazla sürmedi, senyör" der.
Amerikalı hayretle sorar: 
(VE GÜLMELİ KENDİ SALAKLIKLARINA..)
"Öyleyse neden daha fazla denizde kalıp da daha çok balık tutmadın?"

"Bu kadarı bugünlük aileme yeter."

"Peki", der Amerikalı iş adamı,,

"Geri kalan zamanın nasıl dolduruyorsun?"

"Sabahları geç kalkıyorum.
 Sonra birkaç balık tutuyorum. 
Sonra çocuklarla oynuyorum. 
Öğleden sonra eşimle biraz şekerleme yapıyorum. 
Akşamları da kasabaya iniyorum; 
(SALAKÇA MI DEDİM:)
Amigolarla bir şeyler içip gitar çalıyoruz. 
Böylece hayatı dolu dolu yaşıyoruz, senyör..."

Amerikalı iş adamı 
bu hayatı son derece sevimsiz bulur...

"Ben Harvard mezunuyum, sana yardımım dokunabilir" der.

"Her şeyden önce, 
daha fazla balık tutmalısın."

Balıkçı hayretle sorar: 
"Niçin senyör?"

(AMA PARAYA KÖTÜ DEMİYORUM, HELE BUNA
SAHİP OLMAmI SAĞLAYACAKSA..)
"Artan balıkları satar, daha çok kazanırsın."

"Sonra senyör?"

"Zamanla kendine daha büyük bir tekne alırsın."

"Sonra senyör?"


"Daha büyük tekneyle daha çok balık tutar, 
daha çok kazanırsın."

"Sonra senyör?"

"Daha başka tekneler alır, 
bir filo kurarsın."


(BELKİ BASİT YAŞAMALI ERKEKLER GİBİ..)
"Sonra senyör?"

"Sonra balıkları işlemek için kendin konserve tesisleri kurarsın.
 Böylece kârın önemli bir kısmını başkalarına kaptırmamış olursun."

"Sonra senyör?"

"Tabii, bütün bu işleri böyle küçük bir sahil kasabasında yürütemezsin. 
bu arada Los Angeles veya New York gibi
 büyük bir dünya kentine taşınmış olursun."

"Sonra senyör?"

"Yeteri kadar büyüyünce halka açılır, 
hisse senetlerini satarsın. 
Büyük zengin olursun. 


Milyonlarca doların olur..."

"Sonra senyör?

(TABİ GICIK OLABİLİRLER FAZLA MUTLU
OLANLARA, SORUN DEĞİL..)
"Bu kadar paran olduktan sonra çalışmana gerek kalmaz. 
Emekliye ayrılır, 
bir sahil kasabasında kafanı dinlersin. 
Sabah geç saatlere kadar uyursun.
 Biraz balık tutar, 
çocuklarla oynar,
 öğlenleri de şekerleme yaparsın.
 Akşamları ise amigolarınla bir şeyler içip gitar çalarsın..."
Ve sevgili arkadaşlar, bu bitmez tükenmez soru cevap fırtınası balıkçının kapak cümlesi ile sona erer,, iş adamımız zaten balıkçının şu an ki durumunu tarif etmektedir :)

Balıkçı: "Şu an bunları yapıyorum zaten senyör!.." der..

( VE HER SABAH OKUMAN GEREKENİ SANA VERİYORUM,
İHTİYACIMIZ OLAN BUDUR BELKİ..)
   Unutmayınız ki oyun bittiğinde şah'ta piyon'da aynı kutuya kaldırılmaktadır..  Son geldiğinde ne kadar paranız ya da mal varlığınız olduğu değil ne kadar derin yaşadığınız ve anılarınız önem kazanacaktır..
   Hayat yaşanan anılardan ibaret galiba,, o halde anılar için aileniz ya da arkadaşlarınızın ne kadar önemli olduğunu unutmayınız ve bu sabah yaşanmış gün hanenize sağlam bir artı daha katmak adına zamanınızı boşa harcamadığınıza emin olunuz..
  Güzel anılarla dolu ve pek çok günden oluşan, sağlıklı bir yaşam sahibi olmanız dileğiyle..
                                                                              
 (Çetin TARI)


GÜNÜN VİDEOSU:

FELSEFE PROFESÖRÜ..

HAYATTA ÖNEMLİ OLAN ŞEYLERE ÖNCELİK VERMEK ÜZERİNE..



GÜNÜN KARİKATÜRÜ:

PAHALI SALATA:)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder