17 Ocak 2021 Pazar

İLK EMİR: OKU...

   Okumak, içinde dallanıp budaklanan bir ağaç gibi köklenir damarlarında farkında olmadan sen ve sonsuza dek artık... 


   Okuyarak arızalarını (psikoloji) da düzeltebilir insan ki bu yöntemin bir de adı vardır; Biblioterapi denilen. 
  Etrafın ve baktığın aynalarda normal olarak tanımlayabileceğimiz bir insan evladı bulunmadığına göre bu devirde, okumak zevkten öte bir mecburiyet olarak görülmeli daha çok..       
  Bozuk ruhiyeti düzeltmek içinse kişisel evrim ve pikoloji kitapları okumanın gerekliliği yanı sıra bugünkü tavsiyem aslında biyografi okumandır.   
   Ve bugün sevgili arkadaşım, Tesla'nın biyografisini okuyarak örneğin dünyayı garip bir dâhinin keskin gözlerinden görmeyi deneyebilirsin ya da Mandela'nın  insan onuru adına verdiği katlanılması zor mücadeleyi. 


   Picasso'nun sanat için hangi karanlık yollardan ilerlediğini, Da Vinci'nin nasıl kendisi ve birçok kişi olabildiğini... 
   İddialı haber, okumanın; onların dehalarının bir kısmının da sana bulaşmasını sağlamasıdır emin ol. 
Zira olağanüstü bir kitaba 
dokunan bir el asla eskisi olamaz.
 Yeni bir fikir tarafından esnetilen aklın 
asla eski boyutlarına geri dönemeyeceği gibi... 
   İşin kötüsü sonradan öğrenilmesi zordur bu alışkanlığın, ana sütüyle ve ailedeki birinden geçer daha çok.  O yüzden örnek ol  küçük insanlara ki bulaşsın hastalıkların en güzeli onların pembe kanlarına da...


  Gençlere tavsiye ver mutlaka bu konuda ki bil; bu insanlık görevindir; etrafında (örümcekle eşdeğer dimağlar yerine) normal insanlar görmek istiyorsan artık. 
   "Bir insan kirasından, kıyafetinden hatta yediği içtiği masraftan kısabilir ama kitaba verdiği paraya asla acımamalı" diye büyük öğütler ver onlara, bu karanlıktan kurtulabilmemiz için artık. 

   Velhasıl hayatını tamamen yeni bir seviyeye yükseltmek ve dünyayı algılama biçiminde devrim yapmak istiyorsan gerçekten, tek bir kitaptaki tek bir fikrin bazen yetebileceğini bil ki aramaktan vazgeçmeyesin onu. 
   Sadece bu alışkanlık sayesinde daha iyi insanlar ve daha iyi bir dünyaya dönüşebilir hayat. 
   Diğer yandan kütüphanene sahip çık ve okuduğun değerli kitaplarla geliştir onu. Belki çocuklarına bırakacak en kıymetli hazinen bu olacağı için.


   ve şu sözü de unutma ama; 
okumayı bilmek ama okumamak 
neredeyse okumayı bilmemeye eş değerdir... 
   Her gün iyi şeyler okumaya zaman ayır. 
   Aklını büyük ve şaşırtıcı fikirlerle doldur. 
  Ruhunu umut ve ilhamla donat. 
  Çok kitap almak gibi bir alışkanlığın varsa da suçlu hissetme sakın kendini. 
  Ha, bir de blog oku teknolojiyle biraz barışıksan. 
  Bu satırları okuyorsan tabi sorun yok demektir zaten, benim lafım okumayan o mutsuz cahillere.


   Seni kıt akıllarıyla eleştirmeye kalkarlarsa da, orta parmağın bunun için yaratıldı; gönül rahatlığıyla göster onlara...
(* ekleme& paylaşma için; aşağıdaki kutucuk...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder