29 Aralık 2014 Pazartesi


 


BİLİNMEYEN NO: 144

 SEN DÜŞÜNCEDEN İBARETSİN. GERİYE ET VE KEMİKSİN. GÜL DÜŞÜNÜR GÜLİSTAN OLURSUN. DİKEN DÜŞÜNÜR DİKENLİK OLURSUN...

YA DA BİBLİO TERAPİ NEDİR?

(yalnız değilsin, yanında sen var...)
  Kitap evleri karşı cinsle tanışmak için en elverişsiz yerler olmakla birlikte  bazı durumlarda aynı kitaba uzanırken vuku bulan kafa tokuşmaları mutluluğa giden yolda aşılması gereken şişliklere gebe olmakla birlikte....
   Evet, yukarıdaki saçma girişle dikkatinizi çektiğime göre True Story bir hikaye ile Biblio terapi kavramı üzerine bir iki kelamda bulunmak üzere konuya girebilirim demektir....
   Beni tanıyanlar bilirler ki psikolojik grafiğimin aşağı doğru seyrettiği zamanlarda kitap okuma eğrim ters orantı göstererek yukarı ivmelenir ki yine böyle anlarımdan birinde farklı kitaplar arıyor iken işte; onunla karşılaşıverdim...
   O dediğim bir kitap olmakla birlikte yanımdaki hatunla muabbet açılmasına sebep olması (inanın ki) tamamen konusu ile (elbette kitabın) ilgiliydi. 
  ''İyi Hissetmek '' adlı bu kitap hakkında (hernasılsa) bilgili olduğunu düşündüğüm bayana konusunu sorduğumda kendisinin psikolog olduğunu ve kitabı bir hastası için biblio terapi amacıyla aldığını söylediğinde önümde yeni ufuklar açılmıştı.
queen_of_ravens_by_avine-d5gkwx9
(olsa da karanlık günlerin)
   Bu kadar abartılı olmasa da ( zira biblio terepi hakkında fikrim vardı zaten) yine de ilk elden kitap ilgimi çekti ve tarafımdan önerilen bir kitap haline geldi. Velhasılı kayışınızın gevşediği daralma anlarından birindeyseniz kendi kendine terapi anlamında bahsedilen kitap fazlasıyla işinize yarabilir derim...
   Diğer yandan benim asıl bahsetmek istediğim kavramın kendisi yani ''BİBLİO TERAPİ'' nin ne olduğu üzerinedir...
(DİBE VURDUĞUN ANLAR YİNE OLACAK)
   Bibliyoterapi, kısaca  kitapla tedavi anlamına gelmektedir. Yöntemdeki amaç, duygusal sorunların anlaşılabilmesini sağlamak, hayata karşı uyum sorunlarının aşılmasını gerçekleştirmek ve kişinin içinde bulunduğu ruh halinin  detaylarını tanımlamaya çalışmaktır. 
   Kısaca “doğru zamanda, doğru bireyle, doğru kitabı buluşturmak” denilebilen bibliyoterapi, kişinin okuduğu ölçüde tedaviye başladığı bir tekniktir.
   Amaçların arasında, kişinin okuyarak içine girdiği dünyada, kendi sorunlarını teknik doğrultusunda çözmesi ilk sırada gelir. Bazen kitapların yanı sıra çeşitli CD ve benzeri materyallerin de kullanıldığı bu teknik dahilinde, kendini iyi yetiştiren ve metodu detaylıca öğrenen kişilerin, konu hakkında başarılı uygulamalar yapabildiği araştırmalarla kanıtlanmıştır. Tedavi sürecinin ana motoru “okunan kitapla danışan kişinin kişiliği arasında dinamik bir ilişki kurulması” halinde tasvir edilebilir. 
   Süreç, 3 ana adımla devam etmektedir;
1. Özdeşim ve yansıtma
2. Arınma, temizlenme, rahatlama (yaşanan travmatik olayların yeniden hatırlanması ile heyecan boşalımı sayesindeki rahatlama)
3. İç görü ve sonuçta
bütünleşme
(O ZAMANLAR KENDİNLE KAL VE DİNLE)
  Bibliyoterapi sürecinde,  kişi bazı duygularını keşfedebilmektedir. Adını koyamadığı bu duygularını bulan,  ihtiyaçları doğrultusunda karşılanabildiğini öğrenen birey, terapi sonucunda olumlu neticeler alabilmektedir.
   Bibliyoterapi adına en güzel örneklerden biri, aynı zamanda eski bir Hint öyküsü olan “Kör Adam ve Fil” dir. 
   Öyküdeki tema, “kişilerin bulundukları dünyayı nasıl kendine göre algıladığı” fikridir. Durum ise, görmeyen bir grup insanın, file dokunarak betimlemeler yapması ve her kişinin dokunduğu bölgeye göre farklı betimlemeler ile fili algılamasına dayanmaktadır.
   Bibliyoterapi ile kişiler, kazandıkları perspektiflerle sorunların çözümüne yaklaşırken, aynı zamanda sorunları ile ilgili yalnız olmadıklarını fark ederler. Böylece, içsel rahatlama ve huzur da yaşanmaktadır.
   Bu açıklamalardan sonra hala kitap okumamakta inat eden tiplerdenseniz karanlık dünyanızda size başarılar dilemekle birlikte (bir paradoks olara) bu sayfayı okuyor olduğunuza göre bahsedilen kişi değilsiniz demektir; sizi kutlarım...
(AMA ARKADAŞLARINI DA UNUTMA)  

    O halde finali ''Kör Adam ve Fil'' hikayesi ile yapmak gayet iç açıcı olcaktır diye düşünmekteyim. iyi terapi dileklerimle...

Hintli altı adam vardı
Öğrenmeye çok hevesliydiler
Fili görmeye gittiler
Hepsi kör olmasına rağmen
Gözleme ile her biri
Kendi düşüncesini teyit etmek istedi.
Birincisi file yaklaştı
Ve olan oldu
Onun güçlü ve dar gövdesine karşı
Bağırmaya başladı:
“Allah aşkına! Fakat fil
Daha çok duvar gibi.”

İkincisi uzun dişini hissetti
Çığlıkla “vovvv! Burada ne var?
“Çok yuvarlak, düzgün ve sivri
Çok açık ve net
Bu harika bir özellik
Daha çok bir mızrak gibi”

Üçüncüsü hayvana yaklaştı
Ve mutlulukla tuttu
Elleri içinde hortumunu
Böylece cesaretlendi ve konuştu:
“Anladım” dedi aynen
“Fil daha çok bir yılan gibi”

(İYİ HİSSETİRİRYORSA YAP BU OLSUN BAZEN TEK ÖLÇÜN)
Dördüncüsü sabırsız elleriyle dokundu
Dizlerini hissetti
“Ne harika canavar
çok düz” tekrarladı:
“Bu fil, çok belli
Daha çok bir ağaç gibi”

(O ZAMAN İŞTE SINIRLARININ DÜŞÜNDÜĞÜNDEN DAHA YÜKSEKTE OLDUĞUNU FARK EDECEKSİN)
Beşincisi şansla dokundu kulağına
Dedi: “en kör adam bile
Bunun ne olduğunu söyleyebilir,
Filin bu doğaüstü özelliği
Daha çok bir yelpaze gibi!”

(BÖYLE ANLARDA FİLLERİ DÜŞÜN VE BU HİKAYEYİ)
Altıncısı daha çabuk değildi
Canavarı el yordamı ile yokladı
Sonra, sallanan kuyruğu yakaladı
Onun hissiyle
“Anladım” dedi
“Fil, daha çok, bir halat gibi”

Ve Hindistanlı bu adamlar
Uzun ve sesli tartıştılar
Kendi fikrinde her biri
Son derece kesin ve kararlı
Her düşünce kısmen doğruydu
Ve tümü yanlıştı!

The Blind Men and the Elephant
John Godfrey Saxe (1816-1889)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder