24 Aralık 2014 Çarşamba

BİLİNMEYEN NO: 141

RÜZGAR YİNE KOKUNU GETİRDİ, ANLAYACAĞIN BU GECE DE CANIM BURNUMDA...

YA DA BUNCA ZAMANDIR NETTİM?


  
(yazımı beklerken iki okuyucu: Temsili)
 Home ofisim diye nitelendirebileceğim blog sayfamdan 
bunca zaman uzak durmak düşüncelerimi netleştirmem açısından
 faydalı ve gerekli oldu dersem fazla şairane ve fekat çok alakasız bir şey söylemiş olurum. 
Zira işin özü (en azından kendi açımdan) yazma işinin 
bir çeşit günah çıkarma eyleminden farklı olmadığını düşünmemdir.
(sayısız ödüllerimden (almadıklarımı da katarsak!) birini daha alırken ben)

   Tüm sorunlar insanın günlük bir ritüel haline getirmesinin gerekli olduğu bir ''Kendiyle baş başa kalma anı'' yaratmamasından, buna kendisi için bir  fırsat vermemesinden kaynaklanır kanımca.
   Kimi şanslı azınlık bunu beş dakikalığına da olsa sessizlik anıyla çevrelenmiş bir meditasyon pratiği ile gerçekleştirirken kimisi de Monteigne'in dediği gibi kendiyle bir başına kalabileceği bir alan oluşturarak yapar bunu. Belki diğer bir kısımda (sağlık açısından faydalı olduğu ispatlı) öğlen siastalarına (20 dk geçme!) dalma anında yaşar bunu ama her nasıl olursa olsun gereklidir kendiyle yalnız kalması insanın ve güvenebileceği en yakın dostu olan tüm o  ürpertici sırlarıyla dolu bilinç altını kapayan perdeyi aralamaya çalışması...
(öykülerimin yayınlandığı dergi ve kitaplar)

   Velhasıl uzatmadan tavsiyem bunun için, 'yazmak' olacaktır diyebilirim size. Tabi bunları senin okuyor olduğunu bilmek daha derli toplu düşünmemi ve kendime bir çeki düzen vermemi de sağlamaktadır ki bu sorumluluk mutualizm ilkesine göre sana mutlu olabileceğin bir yazı okutmamı gerektirir kesinlikle... 
   Tıpkı Armstrong'un dediği gibi aslında; ''Eğer yaptığım müziği başkaları dinlemiyorsa hiç bir işe yaramıyor demektir. (ya da öyle bir şeydi işte)
(yine ben)

   Dolayısıyla burada geçirdiğin her saniyenin beyin bağlantılarında farklılık yaratması gerekliliği sayfanın asıl  amacı olmakla birlikte daha önce tanıdığım arkadaşlara  bu bağlamda nerelerde olduğumu söylemek de bir borç olarak boynuma asılı bulunmaktadır...
(bir yarışmadan)

   Haberler iyi kısaca: zaman içinde anlatmaya devam edeceğim yazma maceramda ilk olarak pek çok dergi ve kitap haline getirilmiş yarışma öyküleri (3 adet) kitabında öyküleri bulunan bir yazardır arkadaşınız artık. 
  
(Tahmin edin kim?)

   Alanya Güncel sanat dergisinin düzenlediği yarışmada 'Güncel sanat ödülünü, 'Çilek' Adlı  hikayemle aldım. Diğer yandan Mersin 5. Kelenderis öykü yarışmasında  (jüride Muzaffer İzgü'de vardı ona göre) Kırmızı adlı öyküm 3. oldu. 
(Boncuk ve yazısı için konu düşünürken: sonuçta bulduğu konu: sokak kedilerinin postmodernist mamasal şeysi...)
   Özgeçmişimsi bir yazı olsa da bugün başka ve daha önemli gelişmeler de oldu hayatımda ki bunları da (o kadar başarılıyım ki yazmaya yoruldum ;) yarına anlatacağım arık. 
    Merak edip arayıp soran ve elbet takipte kalan arkadaşlara teşekkürlerimle...

 *** asıl bomba yarın;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder