DAMDAN DÜŞENLE SOHBETLER
Bazı elektroniksel garipliklerden dolayı sayfadan yayın yapmakta sıkıntı çekmekteyim.
(DAMDAN DÜŞENLE SOHBETLER ÇIKMIŞ KOŞ!!) |
Tam performansla yazım işine girişene kadar kendimi hatırlatmakla yetinmem gereken mecrada şu an;
eline mikrofon alıp ''Ses, bir ki...''
(İMZA GÜNÜNDEN BİR HAYRAN) |
diyen bir deneyselci psikolojisinde
sadece sayfanın size ulaşıp ulaşamadığının kontrolünü yapmak derdindeyin...
Resim yazısı ekle |
Yoksa manyak şeyler yazacağımdan şüpheniz olmanız yine kafanızı karıştıracak...
(BEN BEŞ TANE ALDIM, EVET ;) |
velhasıl şimdilik sınırlı bu alan içinde görüşmek üzere derken kitabım DAMDAN DÜŞENLE SOHBETLERİN giriş kısmındaki yazıyı paylaşmak isterim sizinle, hazırsanız buyurunuz...
DAMDAN DÜŞENLE SOHBETLER
‘’Yazdıklarımız, bizim yarattığımız eserler değil,
Kazıp çıkardığımız, zaten olan varlıklardır…’’
Stephen KİNG
GİRİŞ
Bu kitabın
yazarı kendini bildi bileli kişisel gelişim kitapları okumakla birlikte ne 150
kilodan 80 kiloya inmiş (hep 80 idi) ne de günlerce aç, sefil kaldığı bir hayat
deneyimi sonrası bilge bir şamanla karşılaşıp ondan öğütler dinleme şansına
nail olmuştur. Korkunç bir hastalık ya da kaza pençesinde (şükür ki) ölümden
dönme deneyimi gibi uç süreçler ardından Nirvana benzeri bir seviyeye yükselip
bambaşka biri de olmamıştır. Ya da imkânsız süreler içinde dilekler tutarak
milyoner olamamış ve en kötüsü de Oprah Winfrey’in programına da davet
edilmemiştir. (Henüz)
Elindeki
kitap çok saygı duymakla birlikte yazar P. nin kitabı ‘Hayatınızı 7 Günde
Değiştirin’ ya da S. ’nin ‘Bir Dakikada Hayatınızı Değiştirebiliriz’ ve hatta
R. nin ’59 Saniye’ ya da Ş. nin ’48 Saniye’ kitapları gibi (gittikçe kısalan)
mucize süreler içinde ütopik değişimler vaat etmiyor üzgünüm.
Ve yazarının
amacı haddi olmayacak bir iddia ile insanlığı kederden kurtarmak ya da Nobel
ödüllü bilim insanlarının bile anlamakta zorlandığı kuantum fiziğinin garip
dünyasını çoktan çözüp (üstelik) sosyal hayatı açıklamakta kullanan aşırı
zekiler gibi ‘’Kuantum Kedisinin Mama Saati’’ benzeri bir kitap okutmak hiç
değil.
Ama sevgili
arkadaşım bu kitap; Aytmatov’un, ''İnsan bugün kendisini olduğu
gibi kabul eder; ama onun tabiatında yarın başka biri olmak vardır.''sözünü
odakta bulunduran, Johann Pestalozzi’nin, "Yaşamımda
edindiğim en büyük bilgi şudur; Kendi kendine yardım etmeyi bilmeyene, hiç
kimse yardım etmez." tarzında değişim için ilk şartın ‘kişinin hazır
olması’ olgusuna inanan ve sonuç olarak Huxley’in;
"İnsanın tüm evrende kesin olarak düzeltebileceği tek bir şey vardır;
kendisi." deyişi ile değişimin öğrenme ve deneyim ile gerçekten de mümkün olabileceğine
yürekten inanan bir mantıkla yaşanmış ve yazılmıştır.
Kitabın
yazarı bibliyoterapi ve bilme erdemlerine güvenen ama okuruna gül bahçeleri
vaat etmeden ve ayakları yere basarak, atıldığı yaşam kıyısında nefes almasına
yardımcı olduğunu gördüğü kendi hayat deneyimlerini, kendi tarzıyla ve mümkün
olduğunca araştırma ve hikâyeler ile destekleyerek sunmaya çalışmaktadır.
Yalnız olmadığın (ve olmadığım) tezi ile yola çıkan
yazarın tek amacı varoluşsal problemlerle boğuşan insanlara aslında ne kadar
normal olduklarını damdan düşen insanlara ait hikâye ve araştırmalar
yolu ile anlatabilmektir ki damdan düşmeden önlem almak mümkün olabilsin…
‘’Dünyada adamakıllı tanımak istediğim tek
kişi benim…’’diyen Oscar Wilde ile aynı kafadaysan, elindekinin doğru kitap
olduğunu söyleyebilirim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder