30 Ekim 2015 Cuma

DAMDAN DÜŞENLE SOHBETLER

   Bazı elektroniksel garipliklerden dolayı sayfadan yayın yapmakta sıkıntı çekmekteyim. 
(DAMDAN DÜŞENLE SOHBETLER ÇIKMIŞ KOŞ!!)
Tam performansla yazım işine girişene kadar   kendimi hatırlatmakla yetinmem gereken mecrada şu an; 
eline mikrofon alıp ''Ses, bir ki...'' 
(İMZA GÜNÜNDEN BİR HAYRAN)

diyen bir deneyselci psikolojisinde 
sadece sayfanın size ulaşıp ulaşamadığının kontrolünü yapmak derdindeyin...
Resim yazısı ekle

   Yoksa manyak şeyler yazacağımdan şüpheniz olmanız yine kafanızı karıştıracak...
(BEN BEŞ TANE ALDIM, EVET ;)

   velhasıl  şimdilik sınırlı bu alan içinde görüşmek üzere derken kitabım DAMDAN DÜŞENLE SOHBETLERİN giriş kısmındaki yazıyı paylaşmak isterim sizinle, hazırsanız buyurunuz...

DAMDAN DÜŞENLE SOHBETLER
‘’Yazdıklarımız, bizim yarattığımız eserler değil,
Kazıp çıkardığımız, zaten olan varlıklardır…’’
Stephen KİNG







GİRİŞ
   Bu kitabın yazarı kendini bildi bileli kişisel gelişim kitapları okumakla birlikte ne 150 kilodan 80 kiloya inmiş (hep 80 idi) ne de günlerce aç, sefil kaldığı bir hayat deneyimi sonrası bilge bir şamanla karşılaşıp ondan öğütler dinleme şansına nail olmuştur. Korkunç bir hastalık ya da kaza pençesinde (şükür ki) ölümden dönme deneyimi gibi uç süreçler ardından Nirvana benzeri bir seviyeye yükselip bambaşka biri de olmamıştır. Ya da imkânsız süreler içinde dilekler tutarak milyoner olamamış ve en kötüsü de Oprah Winfrey’in programına da davet edilmemiştir. (Henüz)
   Elindeki kitap çok saygı duymakla birlikte yazar P. nin kitabı ‘Hayatınızı 7 Günde Değiştirin’ ya da S. ’nin ‘Bir Dakikada Hayatınızı Değiştirebiliriz’ ve hatta R. nin ’59 Saniye’ ya da Ş. nin ’48 Saniye’ kitapları gibi (gittikçe kısalan) mucize süreler içinde ütopik değişimler vaat etmiyor üzgünüm.
   Ve yazarının amacı haddi olmayacak bir iddia ile insanlığı kederden kurtarmak ya da Nobel ödüllü bilim insanlarının bile anlamakta zorlandığı kuantum fiziğinin garip dünyasını çoktan çözüp (üstelik) sosyal hayatı açıklamakta kullanan aşırı zekiler gibi ‘’Kuantum Kedisinin Mama Saati’’ benzeri bir kitap okutmak hiç değil.
  Ama sevgili arkadaşım bu kitap; Aytmatov’un, ''İnsan bugün kendisini olduğu gibi kabul eder; ama onun tabiatında yarın başka biri olmak vardır.''sözünü odakta bulunduran, Johann Pestalozzi’nin, "Yaşamımda edindiğim en büyük bilgi şudur; Kendi kendine yardım etmeyi bilmeyene, hiç kimse yardım etmez." tarzında değişim için ilk şartın ‘kişinin hazır olması’ olgusuna inanan ve sonuç olarak Huxley’in; "İnsanın tüm evrende kesin olarak düzeltebileceği tek bir şey vardır; kendisi." deyişi ile değişimin öğrenme ve deneyim ile gerçekten de mümkün olabileceğine yürekten inanan bir mantıkla yaşanmış ve yazılmıştır.
     Kitabın yazarı bibliyoterapi ve bilme erdemlerine güvenen ama okuruna gül bahçeleri vaat etmeden ve ayakları yere basarak, atıldığı yaşam kıyısında nefes almasına yardımcı olduğunu gördüğü kendi hayat deneyimlerini, kendi tarzıyla ve mümkün olduğunca araştırma ve hikâyeler ile destekleyerek sunmaya çalışmaktadır.
   Yalnız olmadığın (ve olmadığım) tezi ile yola çıkan yazarın tek amacı varoluşsal problemlerle boğuşan insanlara aslında ne kadar normal olduklarını damdan düşen insanlara ait hikâye ve araştırmalar yolu ile anlatabilmektir ki damdan düşmeden önlem almak mümkün olabilsin…
   ‘’Dünyada adamakıllı tanımak istediğim tek kişi benim…’’diyen Oscar Wilde ile aynı kafadaysan, elindekinin doğru kitap olduğunu söyleyebilirim...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder