13 Şubat 2014 Perşembe

BİLİNMEYEN NO: 129

BİR YILDIZ GİBİ KAYDI HAYATINDAN,, YAPABİLECEĞİ TEK ŞEY DİLEK TUTMAKTI...

YA DA AYRILIĞIN ARDINDAN...



(GİDENDİR DENİR TERK EDEN BAZENSE KALAN GERİDE...)
   Yazarı konusunda uzlaşılamayan bazı yazılar vardır ki her şeye rağmen içerikleriyle, altın harflerle yazılıp baş köşeye konulmaları gereken eserlerdir aslında bunlar. Bugünün yazısı da böyle bir düz yazıdır, büyük ihtimalle Nazım Hikmete ait olan...
(AYRILIK KAVGASI...)
   Geçenlerde Atlas Tarih dergisinde görmüştüm yine; 'Orman Cücelerinin Sergüzeşti' (Ne güzel isim) bir çocuk kitabı ve Nazım Hikmet'e ait olduğu sonradan ispatlanmış. Bir derya, bir deha olan adam hemen her konuda yazmış ve dolayısıyla fazla kafaya takmadan onun dehasının eseri sayabilirsiniz aşağıdaki düz yazıyı, zira önemli olan dediğim gibi; zamanını çokça aşan içeriğidir...
    Hayat hakkında yazmaya çalışıyor olup da ve hayatı sorgulayıp da bu yazıyı es geçmek olmazdı zaten. Ama herhalde en önemlisi de ayrılanın ya da terk edilenin omzundaki bir el ile birlikte onun ezilmiş yüreğine seslenen satırları bir araya getirmiş şair, hani ölümden de beter denilen ayrılığa dair yazmış kısaca...
(ARDINDAN YAS TUTULUR AĞIR AĞIR...)
   Ne zor zamanlardır ki onlar hiç bir söz hiç bir dost başta derman olamaz ama bazı sözler yine de hafifletebilir belki acını ve tekrar başın dik yukarı bakmanı sağlayabilir zira artık daha güçlüsündür, öldürmedi ya seni...
   Kısaca hayatı ıskalayanlarımıza gelsin bu yazı ve ayrılık sonrası hak etmeyenler için, dünyanın sonu diye kafasına kuma gömenlere; elinden geleni yaptıysan eğer için rahat olsun, giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur...
 



HAYATI ISKALAMA LÜKSÜN YOK SENİN !

Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına
inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, 
için rahat 
olsun. 
Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur 
ve 
yaptıkların onun dudağında 
hafif bir gülümseme
yaratmaktan başka 
hiçbir işe yaramayacaktır.

Sen kendini paralarken 
(ARTIK BİR ARADA KALINAMAYACAĞI AŞİKARDIR...)
o her zaman bahaneler bulmaya 
hazırdır. 
Hani ağzınla kuş tutsan 
"Bu kuşun kanadı 
neden beyaz değil?"  
diye bir soruyla bile 
karsılaşabilirsin.. 
iki ucu keskin bıçaktır bu işin.
Yaptıklarınla değil 
yapmadıklarınla yargılanırsın her 
zaman. 
Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur.
 İyi 
halin cezanda indirim sağlamaz.
(UNUTMAK İÇİN HER ŞEYİ YAPARSIN...)

Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken o,
 "şunu 
yapmadın" 
diye cevap verecektir. 
Ve ne söylesen
karşılığında mutlaka başka bir iddiayla 
karşılaşacaksındır. 
Üzülme, 
sen aşkı yaşanması 
gerektiği gibi yaşadın.
Özledin, 
içtin, 
ağladın,
güldün, 
şarkılar söyledin, 
düşündün, 
şiirler yazdın.
"Peki o ne yaptı" deme. 
Herkes kendinden sorumludur 
aşkta. 
Sen aşkını doya doya yaşarken 
o kendine 
engeller koyuyorsa bu onun sorunu. 
Bir insan eksik 
yaşıyorsa, 
ve bu eksikliği bildiği halde 
tamamlamak 
için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için?
Hayatı ıskalama lüksün yok senin. 
Onun varsa, 
bırak o 
lüksü sonuna kadar yaşasın.


(AMA NAFİLE DÜNYA ÜZERİNE GELİR...)
Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. 
"Acılara tutunarak"
yaşamayı Öğreneli çok oldu. 
Hem ne olmuş yani,
yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. 
Sen mutluluğu
hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki....
 Epeydir 
eline almadığın kitaplar seni bekliyor.
Kitap okurken 
de mutlu oluyorsun unuttun mu? 
Kentin hiç görmediğin 
sokaklarında gezip 
yeni yaşamlara tanık olmak da 
keyif 
verecek sana.
Yine içeceksin rakını balığın yanında.
Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de 
cabası....
(NE YEDİĞİN NE İÇTİĞİN TAT VERİR...)

Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin 
ve biliyorsun aslolan yürektir.
Yürek sesi ne bilmeyenler,
 ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; 
yasadığın sürece 
o yürek var olacak seninle birlikte. 
Sen yeter ki  
koru yüreğini 
ve yüreğinde taşıdığın sevda 
duygusunu. 
Elbet bitecek güneşe hasret günler. 
Ve o zaman 
kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil,
 güneşin çiçekleri 
dolduracak 
yüreğini...

NAZIM HİKMET
(AMA ELBET GEÇER,, HAYATI ISKALAMA LÜKSÜN YOKTUR HEM SENİN...)

 Her ne sebepten olursa olsun ayrılık acısı yaşayanlara, sevdikleri bu dünyadan göçüp gidenlerin anısına ve dolayısıyla sabırlar dilediğim arkadaşım B. G. ye...

(Çetin TARI)

GÜNÜN MOTİVASYONU:

''Hayat öyle lanet birşey ki; sustuğunda konuşmadın diye pişman eder, konuştuğunda ise susmadığın için kahreder.''
 (Bukowski)


GÜNÜN VİDEOSU:

CENAZE TÖRENİNDEKİ KONUŞMA..

(TRAJİK AMA İNANILMAZ ÇARPICI...)


GÜNÜN KARİKATÜRÜ:

ÖZEL GÜNLER UNUTULMAMALI ;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder