18 Aralık 2013 Çarşamba

BİLİNMEYEN NO: 123

HAYAT, SEN PLANLAR YAPARKEN BAŞINDAN GEÇENLERDİR...

YA DA; METRODA ÇALAN STRADİVARİUS..


(KONUMUZ YAŞAMAK..)
   Hayatında bir kez Stradivarius keman (japon tanıtım günlerindeki bir klasik konserde) gören biri olarak bu, ortalama dört milyon dolar değerindeki olağan üstü nadir aletlerin çalındığı ya da kullanıldığı tüm organizasyon haberlerine özel bir ilgi duyarım...
   Bundan tam 400 yıl önce İtalyan  Antonio Stradivari tarafından üretilen kemanlardan günümüze ulaşmış 7oo tanesi  mevcuttur ve bir tanesi de  İzmir Buca'da bulunmaktadır...
   Yaklaşık yirmi yıl önce bu kemanları diğerlerinden ayıranın ne olduğuna dair Amerika'da yapılan bir araştırmaya dair izlediğim bir belgesel fark ettirmişti bu kemanları bana.. 
   O günden bu yaba zayıf klasik müzik külliyatımda (Vivaldi 1 numaradır benim için) Stradivarius önemli bir yer tutar şüphesiz. Araştırırken izlediğim belgesele ait içeriğin aşağı yukarı şöyle olduğunu özetleyebilirim..
(FARKINDA MISIN?)
   ''Tamamen el yapımı olan Stradivarius kemanı, diğer tüm markalardan ayırdeden özellik Teksas A & M Üniversitesi’nde inceleme konusu olmuş, Antonio Stradivari’nin kemanlarını yaparken kullandığı ağaçtan kemana sürülen verniğe dek her şey uzmanlar tarafından incelenmiştir. Bugün hala bir kemanın Stradivarius olup olmadığının anlaşılması, biyokimyagerler ve konunun ustası kişilerce uzun ve özenli araştırmalar tarafından belirlenebilmektedir. Colorado üniversitesi ve Brigham Young üniversitesi uzmanlarının araştırmasına göre de Stradivari’nin keman yapımında kullandığı verniğin reçine, terebentin yağı ve etil alkolden oluşan özel bir karışım olması ve kimyasal işlemden geçirilen akağaç ve ağacın geliştirilmesinde boraks kullandığı sonucuna varılmıştır.
(19. yüzyılda aynı adı taşıyan binlerce keman üretildiği için, her müzik aleti Stradivari anlamına gelmez: 1957 yılından sonra bu markayı kullananlar, enstrümanlara"Kopyasıdır" etiketini yerleştirmeye zorunlu kılındılar.)''
(GERÇEKTEN HAKKINI VERENLERİ İZLE..)
   Bugünkü blog konumuza gelecek olursak yine farkındalıkla ilgili olacak arkadaşlar; varoluşsal farkındalık...
    Başlıktaki John Lennon'a ait söz ne kadar doğru anlatıyor aslında olanı, hayatı yaşamaktan ziyade sürekli koşturuyor ya da plan yapıyoruz bir şeylere ulaşabilmek için. 
  Tabi ki bunda yanlış bir şey yok ama koşarken üzerine bastığımız çiçekleri görebiliyor ya da yağmur sonrası açan gök kuşağının mucizevi haline hayran kalıyor muyuz ya da sadece izlemek için kafamızı kaldırıyormuyuz onu yada öten, her mevsim değişebilen kuşlara...
(MODA OLAN ÇİRKİNLİKLERDİ,, SADECE ONLARI GÖRDÜN)
   Yani farkında mısınız yanı başınızda akan zaman ırmağının size göstermeye çalıştıklarını ya da sadece erteliyor musunuz kendinizin de emin olmadığı belki de hiç göremeyeceğiniz çok sonraki günlere..
   Ben cevap vereyim, gerçekten duyuyor mu ya da görüyor musunuz diye ya da herkes gibi sadece meşgul müsünüz?
 Aşağıdaki sosyal deney 2006 yılında Washington Post gazetesinin sponsorluğunda gerçekleştirildi ve günün videosu bu deneye ait gerçek görüntüleri içermekte..
..
      ***
(VE GÜZEL OLANLARI UZAKLAŞTIRDIN KENDİNDEN..)
Hareketli bir Ocak sabahı, 
saat 7:51′de, Washington, D.C.’deki
 The L’Enfant Plaza metro istasyonunda 
binlerce insan işlerine gidebilmek için koşuşturma halinde.
Kot, uzun kollu bir t-shirt
 ve bir beyzbol şapkası giymiş adam 
istasyonun ana lobisinden girip, 
kemanını kutusundan çıkarıyor.
 İçinden çıkardığı keman kutusunu 
açık bir şekilde önüne koyan bu adam,
 cebinden kırışık birkaç dolar
 ve biraz da bozuk parayı çıkartıp, 
önünde duran 
(OYSA BASİT YAŞAMAK GERÇEK OLANDI..)
açık keman kutusunun üstüne bırakıyor.
Birçok sokak müzisyeninin bulunduğu
 Washington D.C.’de
 hergün yüzlercesine rastlayabileceğiniz 
bir hikaye buraya kadarı...
Elinde kemanı, 
önünde bozuk paraları 
üstüne özenle yerleştirdiği keman kutusu ile 
müzik yapıp dilenmeye hazır olan bu müzisyen, 
Johann Sebastian Bach’ın Partita No. 2, D Minor’ünden
 'Chaconne'yi çalmaya başlıyor... 
(SEN ONDAN VAZGEÇSEN DE O SENDEN VAZGEÇMEDİ..)
Birçok klasik müzik otoritesine göre 
keman için yazılmış 
gelmiş geçmiş en iyi parçalardan birisi bu. 
Ancak “Chaconne” 
metrodan çıkıp işine koşan insanlar için
 pek de ilgi çeken bir parça olmuyor...
İlk kişinin bu sokak müzisyenini farketmesi, 
önünden tam 63 kişi geçtikten sonra gerçekleşiyor.
Bu müzisyen,
 tam 43 dakika boyunca 
(NE DERLER DİYE DE KAFANA TAKMA..)
klasik müziğin en önemli parçalarını kemanı ile çaldıktan sonra 
önündeki keman kutusunda
 biriken parayı saymaya başlıyor.
Binden fazla insanın 
önünden geçmesi ve tam 43 dakika keman çalması sonucu,
 sokak müzisyeninin önünde 
toplam $32.17 birikiyor...
Ancak aynı müzisyenin
 bundan tam 3 gün önceki konserinde 
saatine 115,000 dolar kazandığını bilseydiniz
 farklı düşüneceğinizden eminim.
Peki kim bu sokak müzisyeni?
İsmi Joshua Bell…
***
  Jashua Bell dünyaca ünlü bir keman virtüözü. Beş yaşında kemanla tanışan Bell, on dört yaşında Philadelphia Orkestrası ile ilk solo konserini vermiş.
(GÖZÜNÜN ÖNÜNDE GÜZEL ŞEYLER BULUNDUR,,
ONLAR RUHUNU DA TEMİZLEYECEK..)
  Dahi çocuk tanımına çok uygun bir çocukluk geçiren ve 1967 doğumlu olan Joshua, Grammy ödülü kazanmış ünlü bir virtüöz olarak müzik hayatına devam ediyor.
   Hikaye 2006 yılında Washington Post gazetesinin Joshua Bell’e yaptığı bir teklif ile başlıyor.
(VE ÖYLE BİR YAŞA Kİ GERİYE BİR ŞEY KALMASIN..)
   Aslında bir deney gibi planlanan bu teklifte Joshua Bell, L’Enfant Plaza metro istasyonunda konserlerinde de kullandığı, değeri 3.5 milyon dolar olan işte bu ünlü kemanı ile çalıyor.
(VE SENİN İÇİN DİLENENLER HEP GÜZEL OLSUN..)
   Sevgili arkadaşlar, bu gerçek bir hikayedir ve Joshua Bell'in öylesine bir kılıkla metroda keman çalması, Washington Post gazetesi tarafından algılama, keyif alma ve öncelikler üzerine yapılan bir sosyal deney gereği kurgulanmıştır.   Sorgulanan şeyler; sıradan bir yerde, uygunsuz bir saatte güzelliği algılayabiliyor muyuz? Durup ondan keyif alıyor muyuz? Beklenmedik bir ortamda, bir yeteneği tanıyabiliyor muyuz?
    Peki ya sen! ellerinden kayıp giden hayatın farkında mısın ve durup sana sunduklarını izlemek için kendine bir şans tanıyor musun...
  Elbette ki hayır eğer kendine gelmezsen bugün de ve yarın da diğerlerinden farklı olmayacak...
    Farkında olduğumuz ve sonuna kadar gerçekten yaşadığımız günlerin gelmesi dileğiyle...
                                                            (Çetin TARI)

GÜNÜN SÖZÜ:

''Her insan iki insandır, biri karanlıkta uyanık, 

diğeri ise aydınlıkta uykudadır...''

(HALİL CİBRAN)

GÜNÜN VİDEOSU:

DENEYİN ADI: Joshua Bell in Metro 

( Metrodaki Kemancı )


GÜNÜN SİYAH BEYAZI:
KENDİ BASİT MAKİNEMLE ÇEKTİĞİM FOTOLARDIR,, SADECE HOBİ..

(YARA)

GÜNÜN KARİKATÜRÜ; 

ERDİL YAŞAROĞLU

ÇOK TATLI UYUMAK..


4 yorum:

  1. Resimlerinizi beğeniyorum. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Biyolojik Mücadele Nedir?
    Biyolojik mücadele, zararlı böcekleri tabiattaki diğer canlılarla kontrol altında tutma yöntemidir.
    Tarım, orman ve halk sağlığı zararlılarını için biyolojik mücadele yöntemleri uygulanmaktadır. Doğa kendi içinde belirli bir döngü içinde dengesini korumaktadır. Bazen istilacı türlerin bölgedeki varlığını arttıracak şekilde değiştirilebilir.
    Zararlının, bilinçli/bilinçsiz şekilde nakledilmesi, bölge şartlarının zararlı lehine değişmesi, kontrolsüz şekilde kimyasal kullanımı gibi müdahaleler zararlının doğal düşmanını ortamdan uzaklaştırabilmektedir. Özellikle de kullanılan sentetik kimyasal insektisitler zararlının düşmanlarını da doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemektedir.
    Ortamda rakibi ya da avcısı kalmayan zararlı daha hızlı üremektedir. Hızlı ve kolay üreyen zararlıyı kontrol altında tutmak içinse daha fazla kimyasal kullanılmaktadır. Bu şekilde zincirleme bir döngü içinde tüm süreç insanlığın aleyhine dönmektedir. Biyolojik mücadele yöntemleri ile zararlılar belli bir oranda tutulabilmektedir. Bu sayede doğadaki doğal denge de korunmaktadır.
    Biyolojik Mücadele Etmenleri
    Biyolojik mücadele terimi ilk olarak 1919 yılında akademik olarak ortaya atılmıştır. Ancak bunun asırlar öncesinde de biyolojik mücadele yöntemlerinin kullanıldığı bilinmektedir. Çin Hanedanlığı’ndan kalan eserlerde karıncaların narenciye zararlılarına karşı kullanıldığından bahsedilmektedir.
    Bilimsel çalışmalar ve araştırmalar arttıkça biyolojik mücadele etmeni olarak kullanılacak çeşitler de günden güne artmaktadır. Bugün en pratik şekilde uygulanabilen mücadele etmenlerinden birisi Bacillus bakterileridir. Her bir biyolojik mücadele etmeni kimyasal uygulamalardan çok daha iyi alternatiflerdir. Nihai olarak kimyasal ürün kullanımının %70 oranında azaltılmasına ve ürün veriminin en az %5 artışını sağlayabilmektedir.

    YanıtlaSil