HER GÜNE 1 KİŞİSEL GELİŞİM
11 EKİM
''VEDA BUSESİ''
VEDA
Hani o bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken veda buseni
Yüzüne bu türlü bakmayacaktın.
Hani o bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken veda buseni
Yüzüne bu türlü bakmayacaktın.
Hani ey gözlerim bu son vedada,
Yolunu kaybeden yolcunun dağda
Birini çağırmak için imdada
Yaktığı ateşi yakmayacaktın?
Yolunu kaybeden yolcunun dağda
Birini çağırmak için imdada
Yaktığı ateşi yakmayacaktın?
Gelse de en acı sözler dilime
Uçacak sanırdım birkaç kelime...
Bir alev halinde düştün elime
Hani ey gözyaşım akmayacaktın?
Uçacak sanırdım birkaç kelime...
Bir alev halinde düştün elime
Hani ey gözyaşım akmayacaktın?
Orhan Seyfi ORHON
Yaşanan, işitilen, görünen, hissedilen ne varsa; tüm gerçekliği ile sözde algıyabildiğimiz dünyanın soluk birer gölgesidir sadece...
Okuduğumuz masallar bazen ve dinlediğimiz şarkılar ya da; aslında bambaşka hikayeler barındırır perde ardında...
Klasik sanat müziği deyince en sevdiğim ilk beş içinde yer alan 'Veda Busesi'nin hikayesi de böyledir; bir aşk sandığım ama babanın kızına bir vedası olan...
Sözleri itibariyle iki aşığın şiir olarak algılanmıştır hep. Fakat Veda busesi Orhan Seyfi Orhon'un kanserden ölen kızına yazdığı bir şiirdir...
Anlatılan odur ki; Babası kızının kapısını açarken o gün duraksar. Sessizce kapının kolunu indirir ve kızının bugün daha iyi olması için dua eder.
Gün boyunca aklındaki tek şey kızına doyasıya sarılmaktır bütün bir gün. O yüzden işlerini iptal etmiş, akşama kadar yanında oturmayı planlamıştır...
Uyuyup uyumadığını kontrol etmek için usulca yatağa eğilir.Kızı perişan görünmektedir. Gözleri yaşaran baba, onun ,bu halini görmesini istemediği için usulca eğilir ve dudaklarını kızının alnına koyar. Öpmez zire öpmek çok kısa bir andır. Öylece durur ve derin derin kızının kokusunu içine çeker. Kız eliyle babasının koluna dokunur...
Baba kızının alnında öylece durmaktadır fakat biraz daha durursa gözyaşları kızının yüzüne damlayacak, ağladığı anlaşılacaktır. Yatağın yanındaki sandalyeye oturur. Kız o kadar bitkindir ki kısık bir sesle şaire, "Babacığım, annemin öldüğü gün sonrası ,günlerce, çok ağlamıştın. Şu son anlarımda senden bir şey istiyorum'' der...
''Ben öldükten sonra hiç ağlamayacaksın, gözünden bir damla yaş bile düşmeyecek, anlaştık mı?" Baba imkansızı isteyen kızına gülümseyerek bakar, ağlamaklı halini bastırarak başını hafifçe sallar...
Kızı artık zor nefes almaktadır ve birkaç saniye içinde nefes alışverişleri kesilir, başı yana düşer...
Hıçkırıklar içinde kızını kucağına alır. Kızın cansız bedeni hala ateşler içindedir ve kızı üşümesin diye battaniyeyle sarıp onu bahçeye çıkarır...
Kızını sandalyeye oturtup,
yere çöker,
başını onun kucağına koyar,
hıçkırıklarla ağlamaya başlar...
Dilinden
bu ölümsüz mısraların döküldüğü an
işte o andır…
ZAKKUM VE VEDA BUSESİ...
ORHAN SEYFİ ORHON...