22 Aralık 2015 Salı

 SENİ TAMAMLAYACAK RUHU ARA. HER PEYGAMBERİN ÖĞÜDÜ AYNI ZİRA; 
''SANA AYNA OLACAK İNSANI BUL...''
YA DA KİTABIMDA NELER VAR...

YALNIZLIK ANA TEMA
   Damdan Düşenle Sohbetler, arka bölümünde de yazdığım gibi aslında kişisel yaşanmışlıklardan ve yazanın
bizzat tecrübe ettiği, kendisine iyi gelen (özellikle bilme erdemiyle kendini elzem kılan) olabildiğince bilimsel ve bir yazarın beslenmesi gereken en derin kaynak olan hikayeler dilinde yaşanmış ve yazılmıştır...
   Velhasıl aslında yazdığım her şey senin için değil bizzat kendi arafımdan kurtulabilmek için kaleme alınmıştır, öğrendiğim ve unutmamam gereken...
   Sufilerce bahsedildiği gibi, ''Bir çiçeğe dokunan bütün çiçeklere dokunmuştur'' sözünün gerçek olduğunu ve fizikteki ''Bir elektron diğer tüm elektronların durumundan haberdardır ve hatta tüm evrende var olan elektron sayısı toplamda bir'dir'' bilgisini (a priori düzeyde) gerçek sayan ve hayati mottolarından biri kabul eden bir arkadaşın olarak zaten ''yok senden farkım'' anlayışıyla, yazdığım her şeyin aslında senin de tecrübelerini oluşturduğunu ve sana da iyi geleceğini gayet iyi biliyorum...
   Ve fekat ne var kitabın içinde? dersen içindekiler bölümü işine yarayacaktır belki diyerek aşağı, akışı özetlemiş bulunmaktayım...,

 Kim bir belki sen de ''Bir gün bir kitap okudum  ve hayatım değişti'' diyebilirsin 'Yeni Hayat' kitabının Osman'ı gibi...

VE ÇIKMAK, KURTULABİLMEK
İÇİNDEKİLER
1      Oturup korkunç kitaplar okudum senin için… Ya da içimde varoluşsal bir cinayet
2     Gittin mi büyük gideceksin, ayrılık bile gurur duyacak seninle… Ya da sadece gitmek
3      Bir yıldız gibi kaydı hayatından, yapabileceği tek şey dilek tutmaktı… Ya da bir film yıldızı olduğunu düşün
4     Karanlık bir odada kara bir kediyi yakalamak zordur, özellikle de odada bir kedi yoksa… Ya da yardım iste
5     Anlattıklarımın sadece inanılmaz tarafları gerçektir… Ya da iyilik bankası
6      Eğer camdan bir evde yaşıyorsan, başkalarına taş atmamalısın… Ya da kırık cam teorisi
7    Eğer telefonun çalmıyorsa aramayan benimdir… Ya da aksini düşün
8     Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin ve sen ağladığında onun gözünden yaş gelmeli… Ya da su, aslında nedir?
9    Cahille latife etme. Dili zehirli olduğundan, gönlünü yaralar… Ya da derdini anlatma, asla dinlemeyecekler
GÜZEL YAŞAMAK VE 'HEP GÜZEL ŞEYLER
OLSUN GÖZÜNÜN ÖNÜNDE' DİYEN ŞEMS GİBİ
10.   Dik dur ve gülümse, bırak neden güldüğünü merak etsinler… Ya da omurga mı kişiliği belirler yoksa kişilik mi omurgayı?
11.  Bir erkek çocuğu doğduğu anda, tanrı eşini belirlermiş... Ya da bir peri masalı
12.  Hayallerinden, çok uzun zaman sonra gerçekleşebileceğini düşündüğün için vazgeçme! Zaman çok hızlı geçiyor…  Ya da Afrikalı çocuğun inatla yürüyüşü
13.  Sen hiç solgun ay ışığı altında şeytanla dans ettin mi? Ya da Eınstein'ın gizlilik formülü.
14.  Tüm dünya vazgeç dediğinde umut fısıldar; tekrar dene… Ya da tarihin en fazla okunan belgesi: Garcıa'ya Mektup
15.  Çirkin kadın yoktur, mutsuz kadın vardır… Ya da kendini gerçekleştirme
16.   Çünkü ben senin için ağlarken, sen başka birinin gülüşünü izledin... Ya da; metroda çalan Stradivarius
17.  Kadınlar kendilerini güldüren erkekleri severler ama onları ağlatan erkeklere âşık olurlar… Ya da insanların senden hoşlanmasını sağlamanın 6 yolu
18.  Dileğin, onu beklediğin unutulduğunda gerçekleşir. Bu hayatın; 'sen bakıyor iken soyunamam' deme şeklidir… Ya da geleceği inşa etmek
19.  Bekle dedi gitti, ben beklemedim o da gelmedi, ölüm gibi bir şey oldu, ama kimse ölmedi… Ya da kör kütüphanecinin dileği.
2
BELKİ AŞK
0. 
''Sadece, senden koptuktan sonra da, bedenimin seni isteyeceğine şaşıyorum...''   Ya da mutluluğun matematik verileri
21.  Penceren kirliyse, dışarı çıkıp manzarayı parlatman boşunadır… Ya da melekler mutluluğu nereye sakladı?
22.  Her gününü son gününmüş gibi yaşa, zira bir gün haklı çıkacaksın… Ya da bir dert ağacı ek.
23.  Nefret ediyordum o sinekten, şaşılası korkusuzluğundan, o böceksi kibrinden, vızıldayan cehaletinden… Ya da kusursuz insan yoktur
24.  Mutluluk gerektiğinde önemsiz şeylerle de meşgul olabilmektir… Ya da Feng-Shui'nin 9 yöntemiyle evini tedavi et
25.  Dün merdivenlerden çıkarken, orada olmayan bir adamla karşılaştım, bugün de orada değildi. Keşke dedim, keşke gitse... Ya da Feng-Shui'ye ait püf noktalar
26.  Şık olmalı erkek dediğin. Gelişi, gülüşü, bakışı ve hatta gidişi bile… Ya da Ockham'ın Usturası
27.  Her şeyin sona erdiğini düşündüğün bir an gelecek. İşte o an her şeyin başlangıcıdır… Ya da ölmek üzere olanların en büyük beş pişmanlığı
28.  Güzel gençler doğanın rastlantısallığındandır. Oysa güzel yaşlılar yaşlanmasını bilen sanat eserleridir… Ya da 100 yıldan fazla yaşamak
AMA HEPSİNDEN ÖNCE OKUMAK VE DELFİ
 TAPINAĞINDAKİ ÖĞÜDE UYMAK;
KENDİNİ BİL, DİYEN..
29.  Dün güzel bir kadın geçti kabrimin yakınından, kalkıp verecek oldum düşürünce mendilini; öldüğümü unutmuşum... Ya da yaş almak
30.  Kuş olsun insan olsun. Yalnızlık sevmesini bilmeyenlerin icadı… Ya da dünyada yalnız 100 kişi kaldınız
31.  Çocukluk gece yarısı tuvaletten odana koşarken, kimsenin seni yemediğine sevinmektir… Ya da sürekli ölür ve her 7 yılda bir tekrar doğarsın.
32.  Bugün, bir daha olamayacağın kadar gençsin. Yarının hatırına kıymetini bil… Ya da yaşam süren; 5 yıl, vücudunun değeri; 45 milyon dolar
33.  Aşk, birine seni mahvetme yetkisi verip, bunu kullanmayacağını ummaktır… Ya da Konfüçyus'un aşk öğütleri
34.  Hayvanların dini olsa, insan, şeytan olurdu… Ya da sandığın kadar özel değilsin
35.  Matematikte de olur bazen; değer verirsin ve yanlış çıkar… Ya da sadece aptallar mı mutludur?
36.  Bir kadeh daha şiir içsem, körkütük şair olsam… Ya da öyle bir özleyeceksin ki, gittiğine utanacak
37.  Bisiklet sürmek gibiydi aşk. Öğrendiğinde ilk işi, elini bırakmak oldu… Ya da yalnızlık aslında gereklidir
38.  ‘’Mezar taşında iki tarih yazacak’’ dedi. ‘’Önemli olan aradaki küçük çizgidir…’’ Ya da son sözler



KİŞİSEL GELİŞİM/ PSİKOLOJİ SERİSİ
DAMDAN DÜŞENLE SOHBETLER
GOA YAYINLARI/ ÇETİN TARI
E.KİTAP SİTELERİ, D&R LAR VE KİTAP SATILAN HERR YERDE...




BENN..

17 Aralık 2015 Perşembe

BİLİNMEYEN NO: 171

OKYANUSTA ÖLMEZDE İNSAN GİDER BİR KAŞIK SEVDADA BOĞULUR*...
YA DA BİN MİSKET TEORİSİ İLE ÖLÜM ZAMANI HESABI?

   (* Cemal Süreyya)
(SADECE ÇOCUKLAR YETERİNCE ZEVK ALABİLİR YAŞAMDAN)
   Önündeki kağıda bir karış kadar aralıklarla iki nokta koy şu an ve bembeyaz kağıtta ne kadar çaresiz ama anlamsızca güzel durduklarının farkına var...
   Ve şimdi sana vereceğim sırra kulak ver; 
   ''Soldaki nokta öncesinde hiçliğin olduğu, 
hatırlayamadığın doğumun 
ve ondan sadece bir karış uzaktaki
 ikinci karanlık ise ölümündür...''
   Şimdi de asıl görevine odaklan; 
  ''Bu iki nokta arasında şimdi neredesin? Şu an bulunduğun zamanı doğum ve ölümünü temsil eden iki nokta arasına yerleştir... 
(BEKLEMEK)
NE KADAR ZAMANIN KALDIĞINI 
GÖREBİLİYOR MUSUN ARTIK?
....
   
   Yeterince karardıysa için şimdi de çocukluğunu düşün ve kız, erkek hepimizin kavanozlarda biriktirdiği misket oynadığımız zamanları... 
   Misket dediysem benim zamanımda 'misket almak' diye bir kavram erkekler arasında ayıp sayılırdı aslında zira çeşitli misket oyunlarından birine katılıp, kendiniz kazanmalıydınız bunları. 
(YAŞADIĞININ FARKINDA OLMAK)
   Elbette kaybederseniz çaktırmadan aşağı mahallenin bakkalından alınabilirdi sorun yok ama bu kez yepyeni misketleri kaybetme korkusuyla en zayıf rakipleri ya da küçük çocukları aramalıydınız yeniden misket kazanmak için...
(GEÇİCİ VE UÇUCU VE SONLU VE...)
   Misketle (bilye...) ilgili en unutulmaz anım 50 şerine oynadığımız, yere dizildiğinde üç dört metre yan yana misketin bulunduğu bir (deli) oyuna katılmak olmuştu. 
   Bu oyunda herkes misketini karşıya atar (yani açılır) ve en ileri atan kişi ilk atma hakkını edinir ve uzaktan atarak vurduğu misketin sağındaki tüm misketi alma hakkı kazanırdı. 
  İşte bu oyunda o kadar açılmıştık ki (bakkal Şemsi Abi'nin dükkanının önünde oynuyorduk ve o da oyuna dahildi) yan yana bir kaç apartmanın bahçe duvarını geçmişti misketlerimiz ilk atma hakkı kazanabilmek için... 
KALAN HAYATIN
  Tabi ki en uzaktakiler görmeden ve sadece misketlerin bulunduğu yere körlemesine atış yaparken ilk oyunda tüm misketlerimi (daha atma hakkı kazanamadan ) kaybetmiştim.
(YAŞAMAK BERABER)
   Velhasıl yerde o kadar çok misket dizilmişti ki tekrar cebimde kalan on beş yirmi misketi dizip oyuna tekrar katıldığımı kimse anlayamadı... 
  Finalde çoğunu kaybetmiş olsam da en azından yarısını aldığım misket oyununu sana anlatma sebebim aslında hayatı ve kalan günlerini sana anlatabilecek daha harika hiç bir şeyin onun yerini tutamamasındandır...
   Demek istediğimi yine bir hikaye anlatmak, anlaşılabilme ihtimalimi artıracağından uzatmadan asıl kısma geçmek istiyorum...
(HAYAT ÇİZGİSİ)
  Hazırsan arkana yaslanıp basit bir alıştırma ile içselleştirebileceğin ve gerçekten kullanabileceğin (şu an misket arıyorum, eskisi gibi kolay bulunmuyorlar) bir alıştırma seni beklemekte.
                                    Adı; Bin Misket Teorisi...
***
 Yoğun iş temposundan iyice bunalmıştı. 
Vakit akşam olmak üzereydi; ama mesai kavramına  yabancı olduğu için evine ne zaman gideceği yine belli değildi.
(GÜZELLİK)
Başını iki elini arasına alıp gözlerini sıkıca kapadı. 
Çok para kazanıyordu, yöneticiydi. 
Birçok insanın imrenerek baktığı bir konumdaydı. 
Ama yaşadığı hayatı, hayat olarak görmüyordu...

“Ne biçim bu hayat böyle!” 
diye söylendi bir an için kendi kendine. 

Hafta sonları dahi evine gidemiyordu. 
Toplantılar, iş seyahatleri, yazışmalar 
ve koşuşturmacayla geçen bir hayat... 
Ailesine vakit ayıramıyordu. 
Pek çok yakın dostunun adını dahi unutmuştu. 

(DÜŞÜNMEK)
Karamsarlık içinde kıvranırken, 
birden çekmecesindeki küçük radyo geldi aklına
Radyoyu açtı. 
Müzik ile biraz rahatladığını hissetti. 
Müziğin ardından duyulan yaşlı bir adamın konuşmasıyla 
gayri ihtiyari radyoyu kapatmak istedi. 
Ama garip bir çekimle birden durdu.
İlginç bir teoriden bahsedeceğini söylüyordu adam. 
“BİN MİSKET TEORİSİ”
idi anlatacağı... 

Dinlemeye başladı: 

“Bir gün oturdum ve biraz aritmetik yaptım.'' diye başlıyordu adam konuşmasına. radyonun sesini biraz daha açma gereği hissetti...
(VE İDRAK BELKİ)
''Ortalama bir kişinin 
yetmiş beş yaşına kadar yaşadığını varsayalım. 
Biliyorum, bazıları daha çok, bazıları daha az yaşar. 

Ama biz yetmiş beş yıl yaşadığını düşünelim. 
Bir yılda 52 hafta olduğu için,75’i 52 ile çarptım 
ve ortalama ömre sahip bir insanın 
tüm hayatında yaşadığı 
cumartesi sabah sayısı olarak 3900 rakamına ulaştım. 

Şimdi iyi dinleyin. 
En önemli kısmına geliyorum. 
Bütün bunları ayrıntılı olarak düşünmeye 
(yazık ki) elli beş yaşında başlamıştım. 
Yaptığım hesaba göre bu yaşa kadar 
2180’in üzerinde cumartesi yaşamıştım 
ve eğer yetmiş beş yaşına kadar yaşarsam,
 yaşayacağım cumartesi sayısı sadece bin adet olacaktı.

(HEPSİ ŞU AN İÇİN
ELİNDEKİ TEK OLAN)
Bir oyuncak dükkanına gittim 
ve elindeki tüm misketleri aldım. 
1000 adet misketi bir araya getirmek için 
üç tane daha oyuncakçı dükkanını ziyaret ettim. 
Bunları eve getirdim 
ve atölyedeki radyomun yanında duran büyük, 
şeffaf bir kavanozun içine hepsini doldurdum. 

O günden sonra, her cumartesi kavanozdan bir tane aldım. Misketlerin azaldığını gördükçe, 
hayatımdaki önemli şeyleri daha fazla düşünmeye başladım. Anladım ki, 
( YA DA ÇOCUKLARA YAKIN OLMAK)
dünyadaki zamanımın akıp gittiğini görmek kadar 
önceliklerimi düzene koymama 
hiçbir şey yardım edemez...”

Yaşlı adamın anlatıkları o kadar etkiliydi ki, 
genç iş adamı adeta dünyadan kopmuş, 
radyoya kilitlenmişti. 

Yaşlı adam şu cümlelerle konuşmasını tamamladı:

(VE HAYVANLARA, DOSTLARA, DOĞAYA)
“Programı kapatmadan önce 
şimdi size son bir şey anlatacağım. 
Bu sabah kavanozun içindeki son misketi de aldım.
 Eğer önümüzdeki cumartesiye kadar yaşarsam, 
bana biraz daha zaman verilmiş olacak.
 Unutmayın,
(ÖLÜM MELEĞİNİ ÇİRKİN BİLİRDİM BEN,
 OYSA O KADAR GÜZELDİ Kİ...)
 hepinizin kullanabileceği en önemli şey, 
öncelikle size hediye edilen kalan zaman ve ardından
biraz daha fazla zamandır...”
   O halde yaptıkların için hayıflanmayı bırak artık ve yapmadıklarına odaklan ve kalan hayatını görselleştir bugün...
zira bu sondu doğmadan önce her ne isen hatırlayamadığın, doğumundan sonra da o olacak hem de hesaplanamayacak uzun zamanlar boyu...


REKLAMLAR:
 İLK KİTABIM KİŞİSEL GELİŞİM/ PSİKOLOJİ
DAMDAN DÜŞENLE SOHBETLER
KİTAP SATILAN HER YERDE...