13 Aralık 2013 Cuma

BİLİNMEYEN NO: 119

HAYALLERİNDEN, ÇOK UZUN ZAMAN SONRA GERÇEKLEŞEBİLECEĞİNİ DÜŞÜNDÜĞÜN İÇİN VAZGEÇME! ZAMAN ÇOK HIZLI GEÇİYOR!  

YA DA AFRİKALI ÇOCUĞUN İNATLA YÜRÜYÜŞÜ..


(BAŞLAYALIM..)
   Sevgili arkadaşlar, bu mecburi istikametli rötarımda beni yoklayıp yazdım mı? diye kontrol edenlere ithafım ve teşekkürümdür aslında bu yazı  ve sahalara tekrar dönmeme onların etkileri çok fazladır zira demek ki boşa yazmıyormuşum..
   Diğer yandan her zaman söylediğim gibi aslında bunları kendi gelişimim için kendime yazdığımı hatırlatmalıyım. Hani aralarda sen! diyerek karşımdakini paylayarak yazıyorum ya aslında hitap ettiğim tam olarak benim ve şikayetim bir insan olarak kendi zayıflıklarımdır elbet..
  Fazla uzatmadan bu süreçte okuduğum ve sürekli aklımda olan esin verici bir hikayeden bahsetmek istiyorum size; Afrika'dan, olabilecek en yoksul çocuğun kafasına koyduğu gelecek hayalleriyle binlerce kilometrelik yürüyüş ve oradan da Amerika'ya varışının hikayesi...
    Che'nin dediği gibi; Zoru başarısız, imkansız zaman alır..
  İşte size biraz zaman almış bir mutlu son hikayesi..
(1970 yılında Rusya'dan bir foto;
ölmek üzere olan kutup ayılarına yemek götüren adam)
(ÖNCE HAYAL ET..)
* Aşağıdaki italik cümleler, yorumlarım ve kendime fırçamdır, üzerinize alınmayınız, ya da alınırsanız da zararı olmayacaktır, bence alının ya da, zira bir farkımız yok aslında..

   Yanına beş günlük yiyecek,
  incil ve ‘Göçmenin ilerleyişi’ kitapları, 
kendini korumak için ufak bir balta 
ve birde battaniye alan Legson Kayira 
gözleri parlayarak yaşamının son yolculuğunu çıktı. 
Nvasaland’daki kabilesinin köyünden yola çıkıp 
vahşi Doğu Afrika topraklarını 
kuzeye doğru aşarak Kahire’ ye varacaktı...
(yürümek, inanç ve sabırla,, yarın belirsiz..) 
Buradan bir gemiye binip 
(VE SENİN HAYALLERİNE İNSANLARIN YAKLAŞIMI..)
yüksek öğrenim görmek üzere Amerika’ya gidecekti...
Bu olaylar ekim 1958’ de oldu. 
Annesi tam olarak bilmiyor 
ama Legson o zaman onaltı, onyedi yaşlarındaydı.
 Annesi ve babası (tabi ki) okuma yazma bilmiyorlardı,
 Amerika’nın nerede 
ve ne kadar uzakta olduğundan haberleri yoktu.
 Ama oğullarının yolculuğuna 
içlerinden gelmese de razı oldular...
(yeterince güçlü ise imkansız görünen hayalleriniz sonunda ikna eder,,)
Ne kadar yanlış hesaplanmış olsa da 
 Legson için bu yolculuk düşlerinin, 
(YARDIM ETME VAADİYLE SANA ENGEL OLDULAR..)
eğitim görme kararının ürünüydü. 
Yoksulluktan Amerika başkanlığına kadar yükselen 
ve daha sonra siyahları kölelikten kurtarmaya çalışan 
kahraman lincoln gibi olmak istiyordu.
(Lincoln vampir avcısı filmini izleyin,
 eğlenceli ve elbet büyük bir adamdır) 
Ya da kölelik zincirlerine karşı çıkıp 
Amerika için büyük bir eğitimci, 
yenilikçi olan siyah insanlara umut 
ve saygınlık sağlayan Booker T. Washington gibi…
Örnek aldığı bu büyük insanlar gibi
 Legson da insanlık için çalışmak 
(ONLAR YAPABİLECEĞİNE İNANDI: ELMACILAR..)
ve dünyada bir şeyleri değiştirmek istiyordu. 
Bu amacı gerçekleştirmesi için 
birinci sınıf bir eğitim görmesi gerekiyordu. 
Bunu yapabileceği en uygun yerin ABD olduğunu düşünüyordu. 
Legson’ ın kendine ait beş kuruşu, 
gemi yolculuğu için bileti yoktu ama bunu bir kenara koyun.
(tabi ki bir kenara koyamazsınız gerçek anlamıyla hiç bir şeyi olmayan bir adam üniversite için yürüyerek muammalı bir yola baş koyuyor? inanılmaz..)
Ne tür bir üniversiteye gideceğini
 ve kabul edilip edilmeyeceğini bilmiyordu 
ama bunun da önemi yoktu...
(isterseniz diğer engellere bakalım..)
Kahire, Legson’ un köyünden 5 bin km uzaktaydı 
(AYNI OLMAK ZORUNDA DEĞİLSİN..)
ve yol boyunca Legson’ ın bilmediği 
en az elli değişik dil konuşan yüzlerce kabile vardı. 
Bu da çok önemli değildi...
Siz bahane bulmaya meraklılar bunları düşünmeyin. 
Legson öyle yaptı zira yapmak zorundaydı, yapacaktı... 
Tüm bunları bir yana bıraktı 
ve kendi alın yazısını şekillendirmek için 
ABD’ ye varma amacına odaklandı.
Annesine göre; her zaman bu kadar kararlı olmamıştı. 
Küçük bir çocukken
(Biz ona göre daima küçük bir çocuk kalacağız..) 
okuldaki ve yaşamdaki başarısızlıklarında 
yoksulluğunu bir özür olarak öne sürerdi...
 “ben yalnızca yoksul bir çocuğum,” 
(BAŞARISIZLIK BİR DURAK DEĞİL SADECE BİR
KİLOMETRE TAŞIDIR: DEVAM..)
derdi kendi kendine, “ ne yapabilirim..?”
Köydeki bir çok arkadası gibi
 Legson da Nyasaland’ ın Karongo kasabasından
 yoksul bir çocuğun eğitim görmesini 
zamanını boşa harcamak olarak görebilirdi. 
Ancak o misyonerlerin getirdiği kitaplarda 
Abraham Lincoln ve Booker T. Washington’ a dair yazıları okudu.
(biyografi okumak hayatı şekillendirmede önemlidir, 
şu anda yaptığınız gibi..) 
Bunlar onun yaşama daha geniş bir açıdan bakmasını sağladı.
(KALKIŞMAMANI SÖYLEMİŞLERDİ,,
AMA DEVAM EDECEKSİN..)
 Legson iyi bir eğitim almanın
 ilk adım olacağını düşünmeye başladı.
 Böylece Kahire yürüyüşü düşüncesi kafasında şekillendi.
Beş gün boyunca Afrika’ nın zorlu zemininde yürüdükten sonra 
yalnızca 40 km yol alabilmişti. 
Daha şimdiden yiyeceği ve suyu tükenmişti ve parası yoktu. 
Geri kalan 4960 km’ yi yürümek olanaksız görünüyordu.
(vaz geç dediğinizi duyar gibiyim,, 
bas git köyüne,, zira onun başarması aslında ne kadar aciz
 ve mız mız yaratıklar olduğumuzu gösterecek..) 
Bir yandan da geri dönmesi, 
pes etmek, kendisini yoksulluk ve bilgisizliğin kollarına atmak olacaktı.
Amerika’ ya varana veya bunun için çabalarken ölene kadar vazgeçmeyeceğine dair kendisine söz verdi. 
Daha sonra yola koyuldu.
Bazen yabancılarla birlikte,
(GÜCÜNÜN FARKINDA DEĞİLSİN
VE BU GİDİŞLE ASLA DA OLAMAYACAKSIN..)
(sizin gibi hayalleri uğruna yola çıkanları görürsünüz sonra,, 
önemli olan yoldur aslında..) 
çoğu zamansa tek başına yürüyordu.
 Yolunun üzerindeki köylere girerken 
dost veya düşman olduklarını bilmediği için dikkatli davranıyordu. 
Kimi zaman iş ve barınacak yer bulabiliyor, 
ama çoğu zaman yıldızların altında uyuyordu
Yol kenarından yabani meyve ve yemişleri topluyordu. 
Giderek zayıflamakta ve güçten düşmekteydi.
Bir gün çok hastalandı ve ateş nöbeti geldi. 
(hak etti mi,, vaz geçecek mi??)

(BAŞARMAK..)

Birkaç iyi yabancı ona baktılar, bitkisel ilaçlarla onu iyileştirdiler.
 Kendine gelmesi ve dinlenmesi için kalacak yer verdiler.
 Yorulan ve morali bozulan Legson geri dönmeyi düşündü.
(kırılma anı: 
bu hayatımızda fazlaca rastladığımız ama çoğunlukla önemini fark edemediğimiz bir kavramdır.
 o an kaderin su yolu ya değişir 
ya da eski tas eski hamama geri döneriz..) 
Çılgınca görünen bu yolculuğu sürdürüp 
yaşamını tehlikeye atmaktansa eve dönmeyi daha mantıklı buldu.
Ama bunu uygulayacağı yerde o iki kitabına başvurdu.
(kitaplar iyidir..) 
(HEP SINIRLILIKLARINDAN ŞİKAYET ETTİN,,
BAHANE DOLU BİR DÜNYAN OLDU..)
Kendisine ve amacına olan inancını tazeleyen 
o tanıdık tümceleri yeniden okudu. Yola devam etti. 
Köyünden ayrılmasından on beş ay sonra
19 Ocak 1960’ ta Uganda’ nın başkenti 
Kampala’ ya doğru hemen hemen 1600 km yol almıştı.
(farkında mısınız bilmem ama Kahireye ulaşması problemlerin daha ilki..)
 Artık bedensel olarak git gide güçleniyor 
ve vahşi doğada yaşama becerisini arttırıyordu. 
Kampala’ da altı ay kaldı. Çeşitli işlerde çalıştı 
ve tüm boş zamanını kitaplıkta doymaksızın okuyarak geçirdi.
Bir kitaplıkta resimli amerikan üniversiteleri kataloguyla karşılaştı.
(yeterince istiyorsan fırsatları görebilirsin, 
onlar sürekli seninle kesişir aslında..)
 Bir resim özellikle dikkatini çekti. 
Bu resim, fıskiyeler ve çim sahalar ile bezeli, 
memleketi Nyasaland gibi ulu dağlarla çevrili, 
heybetli görünen aöa sevimli bir yapıya aitti.
Washington Mount Vernon’ daki Skagit Üniversitesi, 
Legson’ ın düşsel seferindeki ilk somut imge oldu. 
(hedefin görsel hale gelmesi, onu iyice güçlendirir..)
(ELİNDE OLAN SADECE YÜRÜMEKTİ..)
Hemen okulun dekanına durumunu açıkladığı 
ve burs istediği bir mektup yazdı.
 Kabul edilmeyeceğinden endişe ediyordu, 
bu yüzden yetersiz bütçesinin elverdiği kadar çok üniversiteye 
başvuru mektubu yolladı...
Ancak diğer mektuplara gerek kalmadı. 
(gösterdiğin çaba ve inanç insanları etkiler..)
(OYSA EN UFAK SORUNDA VAZGEÇMEYİ SEÇERSİN..)
Skagit Üniversitesi dekanı onun kararlılığından o kadar etkilenmişti ki onu yalnızca okula kabul etmekle kalmadı, 
ayrıca barınma ve diğer masraflarını da karşılaması için
 ona burs bağladı, bir de iş buldu...
(ve kader çözülür, kırılma anı aşıldığı için hediyeler yollanır..)
Legson’ ın düşünün bir parçası gerçekleşmişti, 
ancak başka engeller hala yolunu tıkamaktaydı.
(adamın hiç bir şeyi yoktu, hatırladın mı..)
 Legson’ ın pasaport ve ABD vizesi çıkarması gerekliydi
 ama pasaport çıkarabilmesi için doğum tarihini belgelemesi gerekliydi. Dahası vize çıkarmak için 
(BAŞARANLARI OKU..)
Amerika’ ya gidiş dönüş bilet ücreti tutarında parası olmalıydı. 
Yine kalem kağıda sarıldı ve çocukluğundan beri ona eğitim veren memleketindeki misyonerlere durumu anlattı. 
(insanlardan yardım istemekten çekinme, istatistiksel olarak büyük oranda seni ileri taşıyacaklardır; bugün o telefonu et..)
Misyonerler hükümet kanalıyla pasaportun çıkarılmasını sağladılar.
 Fakat Legson Abd vizesi için gerekli 
gidiş dönüş uçak bileti parasını hala bir araya getirememişti.
(hiç bir şeyi yok,, oysa sen ve bahanelerin??)
(VE ENGELLER SENİ YILDIRMASIN,,
BU HAYAT SENİN..)
Legson bir şekilde parayı bulabileceğini düşündü 
ve yılmayarak Kahire’ ye yolculuğunu sürdürdü. 
Para bulacağından o kadar emindi ki,
 Skagit üniversitesinin kapısından yalınayak girmemek için
 son parasıyla bir çift ayakkabı satın aldı.
Aylar geçti ve Legson’ ın yürek isteyen yolculuğunun öyküsü 
dilden dile dolaşmaya başladı.
(sen bile duydun bunu, neredeyse 60 yıl sonra..)
(HAYALLERİNİN SINIRINI SEN BELİRLERSİN..)
 Sudan’ ın başkenti Hartum’ a beş kuruşsuz ve bitkin vardığında 
Legson Kayira efsanesi okyanusu aşıp, 
Afrika Kıtasından Washington Mount Vernon’ a ulaşmıştı. 
Legson’ ın Amerika’ ya ulaşım masrafını karşılamak üzere 
Skagit Valley Üniversitesi öğrencileri ve kasabadaki vatandaşlar aralarında para toplayıp ona 650 dolar gönderdiler...
(iyi insanlar vardır dünyada ve yardım ederler, yeterki önce sen inan..)
Onların bu eliaçıklığını öğrendiği zaman Legson şaşkınlık, 
sevinç ve minnettarlıkla dizlerinin üzerine düştü. 
Yola çıkışının üzerinden 2 yıldan fazla zaman geçmişti 
ve aralık 1960’ ta Legson Kayira, Skagit Üniversitesine vardı.
(inanılmaz, ilham verici..) 
Elinde iki değerli kitabı ile üniversitenin koca kapısından 
gururla içeri girdi...
(canlandır bu anı gözünde, vaz geçtiğin zaferlerdi onlar; ne için??)
(VE BAŞLANGIÇTA ELİNDE OLMAYANLAR
ÖNEMLİ DEĞİLDİR..)
Legson Kayira mezun olduktan sonra da durmadı. 
Akademik yolculuğunu sürdürerek
 İngiltere’ deki Cambridge Üniversitesi’nde 
siyasal bilimler profesörü ve saygın bir yazar oldu...
Kahramanları Abraham Lincoln ve 
Booker T. Washington gibi Legson Kayira da 
ufak başlangıçları temel yapıp yükseldi 
ve kendi alınyazısını kendi çizdi. 
Dünyada bir değişim ve onu izleyecek diğerlerine yol göstermek için
(bize.. sana..) koca bir fener oldu.

Demem o ki hayallerinin gerçekleşebilme ihtimali aslında en son kafana takman gereken şeydir. insan oğlu değişime en çabuk adapte olan varlıktır ve Simyacı'da yazdığı gibi; eğer yeterince istiyorsan, tüm evren sana yardım edecektir...
Çocukluğunda kurduğun ve şu an vazgeçtiğin tüm hayalleri hatırlayabilmen dileğiyle...
(Çetin TARI)


GÜNÜN SÖZÜ: (yeni hizmetim;)

“Çoğu Afrikalı’ nın sandığı gibi içinde yaşadığım koşulların kurbanı olmadığımı ve tersine bu koşulların yaratıcısı olduğumu öğrendim.”                                                                                           (Legson Kayira)

GÜNÜN VİDEOSU:

''Hayallerinin peşinden koşmak...''

 

GÜNÜN SİYAH BEYAZI: (Yeni hizmet 2)

**Benim basit makinemle çektiğim siyah beyaz fotolardır, ciddiye almaya gerek yok..

(KOZA..)

GÜNÜN KARİKATÜRÜ:


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder