11 Ekim 2013 Cuma

BİLİNMEYEN NO:84

ÇOK SEVMEYECEKSİN MESELA, O DAHA AZ SEVERSE KIRILIRSIN.. 

VE ZATEN GENELLİKLE O DAHA AZ SEVER SENİ..

(O DAHA AZ SEVER.,, KIRILIRSIN.)
   Bazı cümleler vardır ki yaratıcısından bağımsız evrensel bir kanun halinde gerçekler kitabında altın harflerle yerlerini almaya hak kazanırlar,, tıpkı yukarıdaki Can Yücel dizelerinin aşkın bakmaya korktuğumuz kuytu köşelerini acımasızca aydınlatması misali.. 
  İşte bugün anlatacağım 5000 yıllık hikaye de yaşam hakkında böyle bir etki uyandıracak umarım kavrayışınızda.. Beklentiyi çok da fazla yükseltmeden isterseniz, günün yazısına bir an önce geçelim derim,, buyurunuz.. 
   Sevgili arkadaşlar cuma hatırlatmaları olarak, dikkate değer paylaşımların güncellenmiş versiyonlarını yayınladığım bu bölümde kısacık hayatımız ve ölüm ve dolayısıyla an'da yaşamanın gerekliliğinden bahseden bir uzak doğu hikayesinden bahsedeceğim sizlere, çok ama çok eskilerden gelen..
(UZAK DOĞU FELSEFELERİNİ HAFİFE ALMA..)
  
  Ama önce hikayenin kaynağı olan kadim felsefe; Tao hakkında genel kültürümüze katkı yapalım biraz..
   Çince'de yaklaşık 5000 yıl öncesine dayanan ve 'yol' manasına gelen Tao, diğer pagan kültürü uzantılarıyla beraber modern dinlere ait pek çok hikaye ya da efsaneye kaynaklık etmiş zengin bir felsefedir..
  Bu haliyle Tao; tümüyle ve burada yaşamayı, hayattaki küçük şeylerin kıymetini bilmeyi ve varoluşsal problemlerden biri olan, kaderinin sorumluluğunu üzerine almayı merkez alan, özellikle yeni gün başlangıçlarını bembeyaz 
olasılıklarla dolu sayfalar olarak çok önemseyen oldukça eski bir düşünce sistemidir..
(GEÇMİŞ VE GELECEK..)

  Bu sayfada anlatacağım hikaye insanın ve aslında senin hikayendir.. Oku bakalım; tanıdık gelecek mi..? 
   ......
   Bir gün, ormanda yürürken bir adam, vahşi bir kaplanla karşılaştı.
 Adam canını kurtarmak için kaçmaya, kaplanda onu kovalamaya başladı. 
Sonunda adam bir uçurumun başına vardı; fakat kaplan da ona yetişmiş, 
üzerine atlamak üzereydi. Başka şansı olmayan adam,
 her iki eliyle bir bağ kütüğüne tutunarak kendini aşağıya doğru bıraktı..
 
(ONUN İÇİN UZANMALISIN.. )
 Uçurumdan aşağıya doğru bir süre bu şekilde indikten sonra başını kaldırdığında, uçurumun başında uzun, sivri dişleriyle kendisini gözetleyen kaplanı gördü tekrar.. 
  Aşağıya baktığında ise uçurumun dibinde kükreyerek 
kendisini bekleyen bir başka kaplan gördü. İki kaplan arasına sıkışmıştı..
  Bu sırada (daha bitmedi), iki eliyle tuttuğu bağ kütüğünün üstünde
 biri siyah öteki beyaz iki fare belirdi ve sanki başında yeterince dert yokmuş gibi, onlarda kütüğü kemirmeye başladılar..
 Adam farelerin kemirmeye devam etmesi halinde, 
(HAYATIN TADINI ÇIKARMALI AMA BÖYLE SALAKÇA DEĞİL..)
kütüğün artık onun ağırlığını taşıyamayacak denli zayıflayacağını biliyordu.. 
Kütük kaçınılmaz olarak kırılacak, o da düşecekti.
 Fareleri uzaklaştırmayı denedi, fakat her seferinde geri geldiler..
  Adam o anda , uçurumun yani başında kendisinden çok uzak olmayan bir noktada yetişen çileği fark etti
(SON HERKES İÇİN KAÇINILMAZDIR AMA,, GEÇEN
ZAMAN DAİMA İZAFİ OLACAKTIR..)
çilek olgun ve leziz görünüyordu.
 Bir eliyle bağ kütüğüne tutunmayı sürdürürken 
öteki eliyle ona uzandı ve koparttı..
  Biri uçurumun başında ve diğeri dibindeki iki kaplan 
ve tutunduğu bağ kütüğünü kemirmekte olan iki fareye rağmen,
 adam çileğin tadına baktı 
ve müthiş lezzetinin farkına vardı...
.........
Resim yazısı ekle
  

  Sevgili arkadaşlar yazının başında da belirttiği gibi bu eski hikayede anlatılan bizleriz aslında demiştim ve bu da hayatınızın alegorik Tao hikayesiyle bir özetiydi.. Hikayede söz edilen simgelerin çözümlemesine gelince durumu daha iyi anlayacaksınız sanırım,, o halde başlayalım..
  * Uçurumun başı (tepe) geçmişi temsil etmektedir. Bu yaşamış olduğumuz deneyimlerin ve anıların tümü, içinden çıkıp geldiğimiz şeydir.. 

   
* Tepedeki kaplan geçmişle fazla ilgili olmanın tehlikelerine işaret eder.. Eğer sürekli geçmişteki hesaplara takılıp kalıyorsak kaplan bizi vahşi pençelerine alıyor demektir..
(MİLYONLARCASINI ALT EDİP SEN BİRİNCİ GELDİN,,
SEN GÜÇLÜ VE ŞANSLI OLANSIN..)
   * Kaplan aynı zamanda bir şeyleri düzeltmek üzere zamandan geriye doğru yolculuk etmenin imkansızlığını betimler..
   * Uçurumun dibi ise geleceğimizdir. Kitabın henüz yazılmamış bölümüdür. Dipteki kaplan gelecekte olanlarla fazla ilgili olmanın (örneğin ertesi gün için şimdiden kaygılanmanın) tehlikelerini anlatır ve aynı zamanda ölümün nihai kesinliğini temsil eder..
  * Hikayede bağ kütüğü maddi yaşamımızdır. Adamın kütüğe iki eliyle tutunması gibi bizde tüm gücümüzle hayata tutunmaya çabalarızTepedeki kaplan dolayısıyla aşağı, ölüme kaymaktan başka çare yoktur..
(BAZEN KÜÇÜK BİR MÜDAHALE İÇİN
DİZGİNLERİ ELİNE ALMAN ŞART OLUR..)
  * Kütüğü kemiren iki fare gece ve gündüzdür ve onlar da her gün ölüme biraz daha yaklaşmakta olduğumuzu hatırlatırlar,elbet sonunda kütük kırılacaktır..
    Ve en önemli kısım adamın çileği görmesidir sevgili arkadaşlar.. Hayatı pahasına bir elini bırakıp ona uzanmaya çalışır.. 
   Ve farkındasınız ki, eğer iki eliyle kütüğe (gündelik yaşamı) tutunmaya devam etseydi şüphesiz çileğe uzanamayacaktı..
  * Yaşam hikayesindeki bence en önemli bence unsur çilektir zira çileği koparmak anı yakalamayı temsil eder. Eğer konforlu bölgenizden çıkıp risk alırsanız ancak o zaman, hayat size bir ödül sunar..
  Özetle, sevgili arkadaşlar; adamımız, tehlikelerle çevrili olmasına rağmen, henüz gerçekleşmemiş tehditlere ait korkuların onu felç etmesine izin vermemiştir.     
(O ZAMAN HAYAT ÖDÜLLENDİRİR SENİ ŞAŞARSIN..)
  Böylece anı yakalayıp tadını çıkarabilmiştir..
  Anı, farkındalıkla yaşamaya yönelik eylem planınızı hayata geçirdikçe, geçmişte oyalanmayı ya da gelecek için endişelenmeyi bırakacaksınız demektir..
  Şimdiki zaman elimizdeki tek gerçek zaman dilimidir ve bize verilmiş en büyük armağandır. Siz, bu armağan kendilerine verildiği halde farkında olmayan ya da onu kabul etmeyen insanlardan olmayınız lütfen..
  Bugün bembeyaz hayat sayfanızın kalan ilk günü. 
  Biliyorsunuz ki fareler kütüğünüzü kemirmekten vazgeçmeyecek ve kaplanlar orada olamayı hep sürdürecekler.. 
(KÜTÜK KIRILACAK BİR GÜN ELBET,, O ZAMANA KADAR KAFANI
KALDIRIP DENEYİMLEMEYİ İHMAL ETMEMELİSİN..
KORKUYLA YAŞAYAMAZ İNSAN..)
  Elden gelen onlar için endişelenmeye bir son verip, etraftaki çileklerle ilgilenerek hayatın bize sunduklarını kabul etmektir..
   İşte gerçekten yaşamak böyle bir şeydir.. 
(Yine manyak final yaptım yalnız ;)                                                                                                                                                                         (Çetin TARI)

GÜNÜN VİDEOSU:

 İZİN VERMEYİN 

(UMUDUNU KAYBETME FİLMİNDEN..)


GÜNÜN KARİKATÜRÜ:)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder