14 Ekim 2013 Pazartesi

BİLİNMEYEN NO: 87

GÜZEL GENÇLER DOĞANIN RASTLANTISALLIĞINDANDIR,,

OYSA GÜZEL YAŞLILAR YAŞLANMASINI BİLEN SANAT ESERLERİDİR.. 

    

(NE KADAR BÜYÜSENDE BİR ÇOCUK OLDUĞUNU
FARK EDİYORSUN YALNIZ KALINCA..)
   Yazıma iyi bayram dileklerim ve son iki gün (biraz sallamış gibi olduğum)için kusuruma bakmamanızı rica ederek başlamak istiyorum..
   Ara vermek, neredeyse üç aydır aralıksız yazan ben için artık bir ihtiyaç halinde tepemde vücut bulan bir kabus olmuş iken diğer yandan da biriktirmem ve düşünmem için gerekli bir ihtiyaçtı..
   İşin ilginci, ara verdiğim ilk gün size haber vermiş olmama rağmen dün haber vermeden yazımı yazmamıştım.
   İşte, yazıp yazmayacağım konusunda haber vermememe rağmen özellikle dün sayfama giren arkadaşlarımın sayısını (bu sabah) görünce gerçekten de çok mutlu oldum zira iyi kötü paylaşımlarımı takip eden ve belki de yararlanan ve hatta mutlu olan insanlar var demek ki; yani sonuçta kendi mutluluğum için yazıyor olabilirim ama bunların okunmaya değer görülmesi benim için büyük başarı demektir..
(BAYRAM SEVİNCİ NO:1)
   Ve sevgili arkadaşlar günlerden bayrama gelince derhal çocukluğuma ve sabahın köründe yatağımın altında sakladığım bayramlıklarımı (evin içinde, ayakkabılarına kadar) giydiğim (genelde yağmurlu) günlere gider aklım..
   Günlerce sabırların en büyüğünü gerektiren; bayramlıklarını bayram haricinde giyemezsin kuralının artık kendiliğinden son bulduğu ve dışarı çıkıp kendini göstermek ve ayakkabılarının ne kadar süper olduğunu arkadaşlara ispatlamak için onlarla koşu yarışlarının yapıldığı, üstlerine hayırlı olsun diyerek kıskançça basıldığı (ve küfürler) ve hatta eskimesinler diye sakatmış gibi narin adımlar atılan zamanlara gelirdi sıra..
   Ne zaman ki büyüdük bayram, artık bayram gibi olmadı ve masumiyeti anıların bulutları ardında eriyip gitti,, zaten hep öyle değil midir? 
(VE ÖLÜM BEKLENİR ,,OYSA BEKLERSEN ÇABUK GELECEKTİR..)
  Büyürsün ve bir zamanlar önünde dev bir macera adası gibi uzanan dünya küçülüp seni yutacak derecede dar bir koridora dönüşür: gideceğin yol toplum ve etik tarafından belirlenmiştir ve hatta nasıl öleceğin ve cehennemde ne kadar kalacağın bile..
   Bizim zamanımızın popüler çok satanları olan Tavuk Suyuna Çorba Hikayelerinde çocukluğunu kaybetmenin ne kolay (ve trajik) bir şey olduğuna dair bir hikaye vardır; Hemen büyüdüğümüzü sanırız aslında büyümek için hep zaman vardır..
(CİDDİ OLAMAZSIN,,
BUGÜN KURBAN BAYRAMI MI??)
  

   Çabucak büyürsün ve başkaları nasıl bir yaşam sürdürmüş ise öyle davranmanın kaderin olduğunu düşünürsün ve hatta biraz yaş almışsan artık ölmenin de vakti gelmiş olmalıdır ve beklersin koca bir ömrün sonlanmasını: karşına aldığın aldığın saatin tik taklarını sayıp kalan zamanını ziyan ederek..
   
  Gerçekten de olması gereken ya da kaderimiz bu mudur.?

  
  Hikaye Rahibe Terri Johnson'un küçük kızıyla yaptığı bir sabah sohbetini anlatıyor..  Ve aslında kızın konuştu kişi sensin ya da hepimiziz..
......





Birkaç hafta önce başıma çok değişik bir şey geldi.
 Yatak odamda bebeklerden birinin altını değiştirirken, 
beş yaşındaki kızım Alyssa yanıma geldi ve kendisini yatağa attı..
“Anneciğim, büyüdüğün zaman ne olmak istiyorsun?” dedi..
(ÇOCUKLARA GÖRE BAYRAM..)
Önce bir tür oyun oynadığını düşündüm ve oyunu sürdürmek için, 
“Hmmm. Sanırım büyüdüğüm zaman anne olmak istiyorum.” Dedim..
“O sayılmaz, çünkü zaten annesin.. Ne olmak istiyorsun.?”
“Peki, belki büyüdüğüm zaman papaz olurum.” Dedim bu kez..
“Anneciğim, o da olmaz, zaten öyle sayılırsın.!”
“Bağışla ama hayatım,” dedim, “ne söylemem gerektiğini anlamadım..”
“Anneciğim, sadece büyüdüğün zaman ne olmak istediğini soruyorum sana. 
Ne olmak istiyorsan o olabilirsin!”

O anda o kadar şaşırmıştım ki, hemen bir yanıt bulamadım. 
Alyssa da bunaldı ve odadan çıktı.
O birkaç dadikada yaşadığım deneyim beni çok derinden etkiledi. 
Çok etkilenmiştim,, 
çünkü kızımın gözünde ben hala istediğim bir şey olabilirdim! 
Yaşım, kariyerim, beş çocuğum, kocam, üniversite diplomam, master derecem; hiçbirinin önemi yoktu. 
(BAYRAM SEVİNCİ NO:2)
Onun gözünde ben hala düşler kurabilir
 ve yıldızlara uzanabilirdim.. 
Onun gözünde benim hala bir geleceğim vardı
Onun gözünde ben hala astronot, 
piyanist, hatta opera sanatçısı bile olabilirdim.. 
Onun gözünde ben hala büyüyecek ve bir şeyler olacaktım..
Çok dürüst ve masum olduğunu anladığım zaman,,
 yaşadığım o olayın gerçekten çok güzel olduğunu fark ettim; 
aynı soruyu büyük annelerine ve büyük babalarına da sorabilirdi. 
O kadar içtendi ki..
(ÇOCUKLUĞUNDAKİ BAYRAMLAR..)
Bir yerlerde okumuştum: 
“Yıllar sonra olacağım yaşlı kadın, şimdiki benden çok farklı olacak.
 İçimde bir başka benin varlığını hissetmeye başladım.”
Evet... 
siz büyüdüğünüz zaman ne olacaksınız?

  Büyüdüğünü ve her şeyin bittiğini mi düşünüyorsun hala; o halde 5 yaşında bir kız çocuğu kadar bile aklın yok demektir..
   İstediğin her şeyi olabilirsin aslında zira o kadar çok zamanın ve yeteneğin var ki.. 
  Koyun sürüsünün ve yapamazsın diyen korkakların arasından sıyrılıp asıl istediğine karar vermeli ve derhal yola çıkmak üzere planlamanı yapmalısın..
(BİR ÇOCUK KADAR CESARETİN OLMADI,, DÜŞÜN..) 
   Henüz olmayı istediğin kişi değilsin elbette,, ama bunu sana verebilecek olanı dışarıda değil bizzat ruhunun derinlerinde aramalısın..
   Kendine bir fırsat vermenin ve biraz da kendin için yaşamanın zamanı gelmedi mi.?
   Sevdiklerinizle mutlu ve hayvanlara eziyet edilmeden vecibelerin yarine getirildiği huzurlu bir bayram günü yaşamanız dileğiyle..
                                                                                                                      

                                                              (Çetin TARI)





GÜNÜN VİDEOSU: 

CMYLMZ DAN BAYRAM MESAJI:)




GÜNÜN KARİKATÜRÜ:)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder