10 Ekim 2013 Perşembe

BİLİNMEYEN NO: 83

GÖZ BEBEKLERİ BULUTLANDIĞINDA YAKLAŞAN FIRTINAYI SEZEBİLMELİSİN.. VE SEN AĞLADIĞINDA ONUN GÖZÜNDEN GELMELİ YAŞ..


(YAĞMURLU GÜNLERİNDE OLACAK ELBET
AMA DOSTUNSA O,, KORKMA..)
   Bu sabah uyandığımda aklımdaki baştan sona planlanmış başka bir yazı olmasına rağmen uykumun son evresinde beni ziyaret eden bir rüya konumu değiştirmeme neden oldu..
   O'nu gördüm rüyamda,, bunca yıl ve unutulmuşluktan sonra hemde..
   Çocukluğum ve ilk gençliğimin o utangaç tecrübeleri,, hep yanımda o vardı.. Basket mi oynayacağız onu arar bulurdum, lise bahçesindeki kolasına maçta partnerim oydu.. 
  Voleybola merak salıp kendimize kulüp mü arayacağız? O zamanın Ankaragücü klubüne onunla gitmiş ve ret edilmiştik ve yeni tanımaya başladığımız o farklı dünyalar;
 kız arkadaşlarımız, 
 birbirimizle dalga geçişlerimiz,
  gizli rekabetimiz..
    Hani Yusuf Hayaloğlunun 'Ah ulan Rıza'sı var ya öyle bir arkadaşlıktı bizimkisi,, İlk gençliğimin en komik ya da heyecan verici anılarında hep o vardı ve hatta sağdan soldan bulup getirdiği arabalardan Hacı Murat, benim ilk kullandığım araba olmuştu.. 
(ÇOCUKLUĞUNUN ARKADAŞLARI..)
  Çekinmeden beni emanet arabanın başına oturtmuş ve ; 'Sür..'' demişti.. '..vites değiştirmen gerekince ben yardımcı olacağım sana..' 
  Ve benim finaldeki o dik yokuşta (onun bir türlü ayarlayamadığı kızın evlerinin olduğu o dik yokuşta,, adı neydi.?) panikle fren ve gaza aynı anda basıp yokuşun ortasında kalışım ve mahalleyi ayağa kaldırışımız..
   Bisiklet sürmeyi de o öğretmişti. Yarış bisikleti vardı, boyumu aşan. Yaşı benden büyük olmasına rağmen aynı boylarda sayılırdık ama inanılmaz korkusuzdu.. Yapılmaması gereken ne varsa, 'ben yapabilirim' derdi peşinden beni de sürükleyerek,, bu yüzden kaç kere kolu bacağı gözümün önünde kırılmıştı..
   Oldum olası lükse ve çok (ama çok) para kazanmaya düşkündü.. En iyisini giyer iyi laf yapan ağzıyla o zamanlar hayalimizde göremeyeceğimiz arabalara (bi keresinde Pontiac ile gelmişti mahalleye) binerdi nasıl becerirse, tabi beni yanına alarak..
(BİSİKLETE BİNİŞİMİZ..)
   Yazar kendi hakkında fazla bilgi vermemeli derler ama bu artısı eksisi ile her dostu olanın (ve özellikle o çocukluk arkadaşınız ise) yaşadığı şeylerdir (şanslı ise) aslında ve şüphesiz dostluk kıymetli ve nadirdir çoğu zaman bir tek kez ele geçen..
   Onu anlatmaya devam etmeden önce 2000'li yıllarda Bütün Dünya dergisinde dostluğu nasıl fark edersiniz? adlı yazıyı hatırlatmak istiyorum size,, 
  Hani ben dostunum diye kendini size tanımlayanlar varsa buyrun okuyun gerçekten o dostunuz mu ve hatta gerçekten dostunuz var mı..?

 * Sıradan bir arkadaşınız sizi ağlarken görmemiştir..
Gerçek dostunuzun omzu gözyaşlarınızdan sırılsıklam olur..

* Sıradan bir arkadaşınız, anne ve babanızın adını bilmez.
(KIZ ARKADAŞLARIMIZDAN DA HABERDARDIK,,
O KİMİ BEĞENİYOR,, ONU KİM..)
Gerçek dostunuzda onların telefon numarası bile vardır..

*Sıradan bir arkadaşınız kendisini yemeğe çağırdığınızda bir şişe şarap ile gelir..  Gerçek dostunuz ise yemek hazırlığına yardım için davetinize erken gelir,, masayı toplamaya ve bulaşığa yardım için geç gider..

* Sıradan bir arkadaşınız uyurken onu aramanızdan rahatsız olur..
(VE YAPILMAMASI GEREKEN HER ŞEYİN İÇİNDEYDİK..)
Gerçek dostunuz ise kendisini neden uzun süredir aramadığınızı sorar..

*Sıradan bir arkadaşınızla sorunlarınızı rahatlıkla konuşabilirsiniz..
Gerçek dostunuzla ise sorunlarınızı çözümlemeye çalışırsınız..

*Sıradan bir arkadaşınız sizin konuğunuz olur..
Gerçek dostunuz evinizi kendi evi gibi görür..

(BU SABAH DOSTUM ZİYARETE GELDİ BENİ..)
*Sıradan bir arkadaşınız, hep kendisinin yanında olmanızı bekler..
Gerçek dostunuz ise hep sizin yanınızda..

*Sıradan bir arkadaşınızla aranızdaki ilişki en küçük bir tartışma sonunda biter.
Gerçek dostunuzla ise kavga ettikten sonra da dost kalırsınız..

* Sıradan bir arkadaşınız aşk yaşamınızı merak eder,,
(ETSE DE SİTEM,, BENİ BİLİR..
FAZLA DARGIN KALAMAZ BANA..)
Gerçek dostunuz ise aşk yaşamınız konusunda sizi uyarandır..

   Ve bu sabah ilk gerçek dostum, rüyamda ziyarete geldi beni.. 
  Henüz 26 yaşında bu dünyadan ayrıldığında,,
 koca bir dağı dibinden dinamitleyip üzerime yıkmışlarcasına canımı acıtan zamanlardan,, 
  onu ittiğim bilinç altımdan 
  ve gizlediğim anılarımdan sıyrılıp..
  Uyandığımda,, sevdiğinin kaybıydı hatırladığım,, kabuklanmış yaranın altında tekrar kanayan..
  Ve ben bu sabah aklımda bambaşka bir konu olamasına rağmen çocukluk arkadaşımı anlattım size,, rüyama gelip beni unuttun mu diye sitem eden.. 
   Ayrılık acısı yaşamayacağınız günlere..
                                                                             (Çetin TARI)


GÜNÜN VİDEOSU:

BİR DOSTU OLMALI İNSANIN..
    
          

GÜNÜN KARİKATÜRÜ: 
''..Onun hatırasına,,
   bugün..
   karikatür istemiyorum sayfamda..''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder