31 Ekim 2013 Perşembe

BİLİNMEYEN NO: 102

NE UMBERTO ECO, NE ORHAN PAMUK NE DE BİR DİĞERİ BU HİKAYEYİ BÖYLE ANLATABİLİRDİ..

  SADECE FOTOĞRAFLARLA YAZILDI; JENNİFER


    Bu sabah size bir hikaye anlatmayacağım,,
 sadece yine bu sabah karşılaştığım (iyi ki karşılaşıp kendime geldiğim) yabancı kaynaklı bir site'nin evrensel bir dil ile ilettiği
sözsüz, yakıcı, duvar gibi çarpan, çaresiz bırakan,
 gerçek ve tokat gibi akışı ile;
    '...ne yaptığımı sanıyorsun..?' 
   diye kendinize kızmanıza neden olacak 
ve ardından aynanın karşısına geçip nefes almak için
 gözlerinize uzun uzun bakacağınız 
ve uzun zaman aklınızdan çıkamayacak bir hikaye göstereceğim,, 
   Umarım bir süre daha sabahları bu fotoğraflara bakarak güne başlar 
ve sahip olduklarınızın farkına varabilirsiniz..
   Ama bu kez hikayemde sözler bulunmayacak,, 
sadece fotoğraflarla anlatılan inanılmaz bir hikaye dinleyecek ve her kelimesini eksiksiz kavrayacaksınız,,
 kendinize gelmeniz ve 
gerçek hayata bir saniyeliğine de olsun dönebilmeniz için...
   
Kaldı ki göreceğiniz  bu şey bir çeşit  sanattır
 ve etkili, başarılı sanatın dönüştürme gücü vardır,, 
tıpkı son kareyi gördüğünüzde 
artık beş dakika önceki siz olamayacağınız gibi.. 


















































   ***
   Gördüğünüz hikaye 
Fotoğrafçı Angelo Merendino'nun
 eşinin ölümüne kadarki 
her anını 
fotoğraflamasından
 oluşmuştur..
   Her hangi bir söze hacet var mı..?
  
 Farkında olduğunuz ve kıymet bildiğiniz günler dileğiyle..
                                                                                     (Çetin TARI)




GÜNÜN VİDEOSU;

BEN SENDEN ÖNCE ÖLMEK İSTERİM (NAZIM HİKMET)


GÜNÜN KARİKATÜRÜ:

HER ÖLÜM ERKENDİR..


29 Ekim 2013 Salı

BİLİNMEYEN NO: 101

PENCEREN KİRLİYSE, DIŞARI ÇIKIP MANZARAYI PARLATMAN BOŞUNADIR..

YA DA MELEKLER MUTLULUĞU NEREYE SAKLADI?


(MUTLU OLMAK  YARATIMIN
PLANINDA YOKTU ASLINDA..)
   Bugün sabah sporumu yapar iken (evet nazar değmesin de aşağı yukarı her sabah 6 civarında kalkar ort. 20 dk kardiyo + ağırlık çalışırım,, kıskanma ;) bir yandan da dinlediğim radyoda (Genelde NTV radyo) Özgürlüklerin fakir (yokluk dolu ama petrol zengini = yani biraz karışık) ülkesinde harika (ama tabii ki popülist) bir demokratik (sosyalist) uygulamanın hayata geçirileceğinden bahsedildiğini duydum..
   Venezüella'da (bu arada en çok dünya güzelinin çıktığı ülkedir) mutluluk bakanlığı kurulacakmış..
   Ülkemde de aşağı yukarı tek ihtiyacımız olan siyasi kurumun bu olduğuna (diğerleri vatandaşlarını germekten başka bir işe yaramıyor) karar verdiğim haber (ve sporumun) sonunda, bütün dünya dergisinde (tam emin değilim?) yayınlanan bir hikaye geliverdi aklıma ..
   Mutluluğun aslında nerede olduğu ile ilgili hikayeyi bir kaç anahtar kelimeyi Google'a arattıktan (aşağı yukarı aynı versiyon) buldum ve bu sabah el alemin bakanlığını kurduğu bu kavramın gerçekten de devlet eliyle dışarıdan verilebilecek bir şey olup olmadığını (makarna ya da kömürden bahsetmiyorum;) düşündürmek istedim size. 
(HEP YANLIŞ YERDE ARADIN..)
(* Olmasa bile bu romantik girişim için Chavez'in çocuklarına selam olsun..)

  

Eskiden tüm insanlar dünyaya mutlu gelirmiş
 haliyle de çok huzurlu olurlarmış..

Kimse üzüntü nedir bilmezmiş.
 Bu yüzden herkes mutluluğu israf etmeye 
har vurup harman savurmaya başlamış.

Öyle ki artık her türlü yolda daha fazla keyif 
daha fazla zevk için sınır tanımaz olmuşlar. (Tanıdık geliyor mu..)

Bunu gören melekler 
(AMA SPOR MUTLU OLMANDA BİR ARAÇTIR..)
bir araya toplanmış ve bir karar almışlar..
''İnsanlar,,'' demişler 
''..kendilerine verilen mutluluğun huzurun kıymetini bilmiyorlar.!'' 
''Artık buna bir son vermeliyiz ..''
Ve ardından ne yapabiliriz diye tartışmaya başlamışlar..

İçlerinden bir melek demiş ki;
 ''İnsanlar dünyaya geldiği gibi mutluluğu onlara direk vermeyelim, 
saklayalım
kendi arasın bulsun 
o zaman kıymetini bilir..''

''Evet!!''  demiş tüm melekler 
(HER MUTSUZ OLDUĞUNDA
KUAFÖRÜNÜ MUTLU EDİYORSUN..)
bu fikir gayet mantıklı gelmiş onlara..

Ve bir melek;
 ''Peki ama nereye saklayacağız??'' demiş.
Bir bir melek demiş ki; 
''Dağların zirvesine saklayalım, uzaklarda olsun..''
 Bu mantıklı gelmemiş.
 ''Yok yok orada hemen bulurlar..''

Bir diğer bir melek;
 ''Okyanusun en dibine saklayalım oraya gitmek zordur'' demiş..
 
''Zor ama imkansız değil,,'' demiş diğer melekler.
 Yok yok orası da olmaz..

(YA DA DIŞARIDA ARIYORSUN ONU)
Bütün melekler bir sey söylemiş,,
 kimse bir türlü beğenmemiş.. 
Kimi taşın altı,
 kimi bulutların üstü, 
demiş işte..

Ve işte sonunda bir melek öyle bir sey söylemiş ki 
bütün melekler 
evet evet evet bu 
demişler ve sevinçle bağırmışlar..
VE SEVGİLİ ARKADAŞLAR MELEKLER
MUTLULUĞU..... SAKLAMIŞLAR..
Ogün bugündür insanlar mutluluğu arıyor bulabilen ise çok az.
  
(OYSA İÇERİ BAKMAN GEREKTİĞİNİ
SÖYLEYEN OLMAMIŞTI..)
  Sizce boşluğa hangi cümle gelecek dersiniz, yani melekler mutluluğu nereye saklamışlar ki arayıp bulmamız bu kadar zor oluyor,, düşününüz..

  Iphone ya da androıdlerin uygulamaları içine mi,, Versace elbise,takım ya da Ferrari'nin sürücü koltuğuna mı (Bu olabilir yalnız), ya da büyük ikramiye vuracak piyango biletine (Bence hepsi evet ama uzun vadede yanlış :(

   Evet sevgili arkadaşlar, eğer arama derdinde ve bir türlü ulaşamıyorum diye şikayet edenlerdenseniz söyleyeyim ki o kadim zamanlarda meleklerin mutluluğu sakladığı yer o kadar da uzak değil;
 bizzat her insanın kendi içi imiş..
   Zira kimsenin oraya bakmak aklına gelmezmiş..

   Mutluğu görebilecek kadar kendinizle barışık ve huzurlu olabileceğiniz zamanları her gün yaşamanız dileğiyle..
                                                                (Çetin TARI)
 

GÜNÜN VİDEOSU:

HAYATINDA HİÇ MUTLULUĞU YAKALADIN MI,, PEKİ HAYATIN BAŞKALARINA MUTLULUK GETİRDİ Mİ??


GÜNÜN KARİKATÜRÜ:

SEVGİLİLİK MÜESSESESİ..