27 Temmuz 2013 Cumartesi

BİLİNMEYEN NO:12

ŞÜKRETMEK, MİNNET DUYMAK 

YA DA NE DERSENİZ ARTIK..

(EN AZINDAN AYAKKABILARIN VAR)
  'Ayakkabılarım olmadığı için üzülürdüm ta ki sokakta ayakları olmayan o adamı görene kadar', demiş Balzac.. 
  Çocukluğumda bana sık sık hatırlatılan bir sözdü bu zira çocukken hiç ayakkabım olmamıştı..  :(
   ..desem, harika ve arabesk bir giriş olurdu belki ama şükür ki çocukluğumda dahi olsa iyi kötü hep ayakkabım oldu benim.. 
  Ama o zamanlar (nasıl bir edebiyat düşkünü milletsek, sonuçta Balzac yani..) bu lafı büyüklerden sık duyardık ve minnet duyuyor muyduk hatırlamıyorum ama korkuyla karışık bir sessizlikle (her ne istiyorsak ağzımızı kapatıp) belli belirsiz bir suçluluğa da gömülüyorduk diye hatırlıyorum,, zira o kadar yerli yerinde ki büyük yazarın söyledikleri...
   Başlıktan da anlaşılacağı gibi bu günün konusu hemen tüm (sağlam) kişisel gelişim kitaplarında yer alan ve pozitif ruhiyet sağlayan bir farkındalık formülüdür..
  
(ÇÖLDE KAYBOLMADIĞINA ŞÜKRETMELİSİN)
  Hemen tüm din ve mistik felsefelerde yeri olan şükretme kavramı insan psikolojisini (kendi kendine) olabilecek en hızlı şekilde pozitife kaydırabilme yeteneğine sahip olan mucizevi bir kavramdır.. 

  Elinde yaşanmış, olmuş bitmiş bir geçmiş ve henüz olasılıklara açık ve bilinmeyen bir geleceğin kaygısını taşıyan insan oğlunun sığınacağı tek liman olan şimdi de, bir yaprak gibi sürüklenip gitmediğini, yaşadığı her
(BU GÜZELLİĞİ GÖREBİLECEK GÖZLERE VE
AYRICALIĞA SAHİPSİN, FARKINDA MISIN..)
şeyin bir sebebi olduğunu ve aslında ne kadar çok ayrıcalığa sahip biri olduğunun sadece düşünerek farkına varabileceği bir yaşam felsefesidir şükretmek..
  Sürekli başına kötü şeyler geldiğini düşünenlerin asıl sorunu (aslında bunu kendileri yaratmaktadırlar) hayata bakış açılarında dır..
    Örneğin hayatı tehlikelerle dolu bir yer olarak görenleri ele alalım; onlar, sokağa çıkar çıkmaz sadece arabalara, çatı
(EN AZINDAN SANA HEDİYE VEREN BİRİ VAR)
pervazlarından düşebilecek kiremitlere, biri çantamı alıp kaçar mı? diye tekinsiz görünen insanlara işte ne bileyim kendi kafalarında kurdukları (tehlikeli) dünya kavramına uygun bir dünyayı görebilecekleri ayrıntılara dikkat ederler sadece ve kesinlikle  kafalarında kurdukları dünyayı görürler sonuçta..
  

  Onlar dünyanın tehlikeli bir yer olduğunu düşünür ve dünyaya bu gözle bakarlar ve tüm kazaları, korkarak uzak durmaya çalıştıkları (ama neden üzerime geliyorlar? kesin kuduz.!)tüm köpekleri,
(DÜNYAYI TEHLİKELİ BİR YER OLARAK DÜŞÜNÜYORSAN
 SADECE KÖTÜ ŞEYLERE ODAKLANIYORSUN DEMEKTİR.)
çatıdan düşme olasılığı olan tüm saksı ve kiremitleri ve hatta (şanslılarsa) kap kaç yapan o ufak adamı, tüm o kötü şeyleri yani, dünya sunuverir onlara..    

  Çünkü beklentileri budur ve sadece buna dikkat ederler. Düşündükleri her şeyin karşılarına geleceğinden ve sadece görmek istediklerini görebileceklerinden habersiz, kurdukları kötü dünya imajı içinde debelenip dururlar....
   Yukarıda ne demek istediğimi açıklayabildiysem eğer, bu ve buna benzer pek çok insanın en büyük
(İSTEDİĞİN ZAMAN GÜN BATIMINI İZLEYEBİLİYORSUN)
yeteneklerinin hayattan şikayet etmek olduğuna şahit olmuşsunuzdur.
  Hep onların başına gelir kötü şeyler, hep onlar terk edilir ve onlardan başka herkese büyük ikramiye vurur..
   Aslında buna verebileceğim en güzel cevap ''büyük resmi anlayabilmek..'' şeklinde olabilir.. 

  Hayat çarkında ve upuzun ömrümüz içinde asla yerlerini doğru tahmin edemeyeceğimiz pek çok zincir bulunmaktadır.. 
  Keşke! dediğimiz o olayın
(YAŞADIĞIN ŞEY BÜYÜK RESİM İÇİNDE
FARKLI ANLAMLARA GELEBİLİR..)
aslında neden başınıza geldiğini anlamaya, çoğu zaman kavrayışınız yetmeyebilir ama büyük yaşam planınıza ait (isterseniz kader deyin) büyük resim içinde hayırlı bir şeye vesile olup olmayacağını asla bilemezsiniz..
  Yaşadığınız ve artık 'yaşayamam' dediğiniz tüm trajedilerin yeterince zaman geçtikten sonra iyi ki başıma gelmiş; iyi ki ondan ayrılmışım, iyi ki dükkanı tam da o zaman kapatmışım, iyi ki işten kovulmuşum yoksa şu an sevdiğim işi yapamaz ya da şuraya yerleşemezdim.. gibi sonuçlara vardığına pek çok kez kez şahit olmadınız mı..
   
(SADECE KAPKAÇÇILARA DİKKAT EDERSENİZ
HAYAT SİZE ONLARI GÖSTERECEKTİR)
Uzun lafın kısası sevgili arkadaşlarım (eski bir kitaptan hatırladığım kadarıyla);bu yaşayacağımız en iyi hayattır

  Gidişatı siz seçersiniz ve başınıza gelen yaşamınız olur. Tadını çıkarıp çıkarmayacağınız tamamen size kalmıştır..
   Bu yaşadığımız en iyi hayat olduğuna göre geriye yapılacak en iyi iş bize verilen tüm o olağan üstü ayrıcalıklar için şükretmektir ki bu sizi daha tatminkar ve daha huzurlu yapacaktır.. 
(KALANLAR İÇİN ŞÜKREDEBİLİRSİN)
  Başkalarının sahip olmadığı ama sizde bulunan şeyleri lütfen listeleyin desem inanın bana buna sayfalarınız yetmeyecektir..
(YAŞAM SANA VERİLMİŞ EN BÜYÜK ARMAĞAN,
TADINI ÇIKAR..)
   Şükrettiğiniz ya da sahip olduğunuz şeyler için için minnet duyduğunuz her an hayatın akışına ait dingin sulara sırt üstü uzanma hakkını elde edersiniz demektir.. 
  Varlığınız, artık hayatın size verdiği olağan üstü armağanların farkında, yaşam ırmağında süzülüp gitmektedir.. 
  Eğer hayata karşı artık nankörlük yapmazsanız o süzüldüğünüz sakin sularda kulağınıza fısıldanır her şey.. bundan sonra olacaklar, ne yapmanız gerektiği ve şu ana kadar aslında ne kadar şanslı biri olduğunuz.. 
  Bu sabah derin bir nefes alarak kendinize bir adım geriden bakınız,, sahip olduğumuz şeyler aslında ne kadar kıymetli değil mi,, e olmayanları da boş verin gitsin.. büyük plan bunu gerektiriyor olabilir..
  Ve bu sabah yanınızda sürekli bulundurmak üzere küçük bir taş parçası koyunuz cebinize,, eliniz ona her değdiğinde hayatınızdaki iyi şeyleri size hatırlatsın ve siz bunlara şükredin diye..
   Şükretmeyi unutmamanız ve her defasında daha iyi hissetmeniz dileğiyle..
(Çetin TARI)



** Her ne kadar şiir adamı olmasam da,bu gün sayfayı Oktay RIFAT'ın bir şiiriyle bitireceğim..




SON SÖZ
Boğazından lıkır lıkır geçen

Şu suyun kıymetini bil

Nedir ki bu mavilik deme
Pencereden görebildiğin kadar
Göğün kıymetini bil
Kıymetini bil çiçek açmış bademin
Güneşli odanın çamurlu sokağın
Beyazın siyahın yeşilin
Pembenin kıymetini bil
Dirilik öyle bir şey yürekte
Sevinçle çırpınır
Kavak yelleri eser insanın başında
İnsanoğlu kızar öfkelenir savaşır
Halk için girişilen savaşta
O korkulu sevincin
Öfkenin kıymetini bil
Bil ki bu
Budur işte
Güneş yalnız dirileri ısıtır
Güneşin kıymetini bil.


GÜNÜN VIDEOSU; UMUDUNU KAYBETME..


GÜNÜN KARİKATÜRÜ;


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder